21 Ekim 2016 Cuma

Bizden Bir WhatsApp Çıkar Mı?



WhatsApp geçtiğimiz dönemde 19 milyar dolara satıldı, duymuşsunuzdur. Rakam beni şaşırttığı için merak edip Türkiye’nin en büyük şirketlerinin Pazar değerine baktım. Türk Telekom, TÜPRAŞ, THY ve Petrol Ofisi’nin piyasa değerlerini topladığınızda hepsi bir WhatsApp etmiyor. Peki nedir bu WhatsApp? Madem bu kadar kıymetli bizde neden olmasın?

Peki bu kadar büyük bir değeri yaratan WhatsApp’ta kaç kişi çalışıyor? Duymadıysanız yazayım, 53! Nasıl oluyor da 53 kişinin kurduğu bir şirket Cumhuriyet tarihimiz boyunca kurduğumuz, devlet himayesiyle koruduğumuz ve her biri uzunca bir süre tekel olarak el üstünde tutulmuş dev şirketlerimizden daha kıymetli oluyor. On binlerce çalışanı, binlerce gayrimenkulü, uçağı, gemisiyle toplayıp satsanız bu şirketler kadar basit bir uygulama etmiyor piyasada. Bu hesapta sizce de bir gariplik yok mu? Ya da tersinden soralım, eğer bu hesap doğruysa biz neden bu yeni piyasada top koşturmuyoruz? Evet, soru basit: Bizden bir WhatsApp çıkar mı?

Yetişkin kuşağımız inovasyonda çuvallamış durumda o halde umut gençlerde. Peki çocuklarımıza bu yeni WhatsApp ekonomisinde rekabet edebilecekleri becerileri kazandırabiliyor muyuz? Ülke olarak genç nüfusumuzu bu yeni dünyaya acaba gerektiği gibi hazırlayabiliyor muyuz? Hayır ve hayır. OECD ülkeleri arasında ileri derecede problem çözen gençlerin oranında sonuncu sıradaki yerimizi Şili ve İsrail ile paylaşıyoruz. Aldığımız puan OECD ortalamasından yaklaşık 50 puan geride (ki bu puan farkı yaklaşık 1,5 yıllık öğrenim eksikliğine denk geliyor).


Modern dünyada bilgiye dayalı yeni bir ekonomi kuruluyor. Bu ekonomide rekabet edebilmek için ileri teknolojiye dayalı sektörlerde çalışacak insanları yetiştirmemiz gerekiyor. Maalesef ne bilgiye erişimde ne de problem çözme becerelerinde durumumuz parlak değil. Bizden bir WhatsApp çıkması için bilgiye erişimin de eleştirel düşüncenin de ülke ekonomisinin temel sorunu olduğunu kabul etmemiz ve buna göre adım atmamız gerekmektedir. Bunu başardığımız zaman bu topraklardan bir değil onlarca WhatsApp çıkacağına inancım tam. O vakte kadar inşaata devam...! 

(Selçuk R. ŞİRİN'in Yol Ayrımındaki Türkiye - Ya Özgürlük Ya Sefalet isimli kitabından alıntılanmıştır.)

10 Ekim 2016 Pazartesi

Mali Müşavirlik Defter Tutma Sistemi Sil Baştan...



"Zamana Dayalı Ücret Sistemi" için çalışmalar uzun zamandır sürüyor. Türmob'un yapamadığını Maliye; Mali Müşavirlerin Defter istatistiklerini çıkararak yaptı. 

Maliye Bakanlığı tarafından gönderilen Beyannameler üzerinden Yapılan İstatistiklerde 1.000 Beyannameden daha fazla Beyanname gönderen yani 1000 üstü müşterisi olan Mali Müşavirler Tespit Edildiğini ve bu defterlerde denetimlerde mesleki özenin gerektiği kadar gösterilmediği ve bu Mali Yapı açısından sorunlar doğurduğu dile getirilerek her Mali Müşavirin deftere belli bir süre zaman ayırması gerekiyor diyerek; her Mali Müşavire 100 puanlık defter tutabilme ve üzerinde defter kabul edememe şartı getirilecek, yanında Mali Müşavir, Mali Müşavir Stajyeri çalıştırdığında ek puanlar ile 140'ı aşamayacağı ve iki ortaklı ofislerde 240 Puandan fazla defter alamaması üzerine kurulu bir sistem 2016 sonuna ya da 2017 ilk çeyreğe yetiştirilmeye çalışılıyor. 

Bu şuna aykırı buna aykırı söylemleri gelebilir ama lütfen bir mükellef geldiğinde alttan tahsilat sorunu yaşadığınız ucuza defter tutmak zorunda olduğunuz mükellefleri gönderdiğinizi ve her gelen mükellefte şartlarınızı bir adım ileriye taşıdığınızı ve hakkını aldığınız az mükellef ile çalışarak kendinize ve sevdiklerinize daha fazla zaman ayırdığınızı düşünün. Bir de mükellef sorun çıkardığında puanımı kullanıyorsun istemiyorsan hemen gelip defterini alabilirsin deme lüksünü ve siz gönderdiğinizde anında başka bir Mali Müşavir bulamadığını düşünün ve bunun mesleğe kattığı karizmayı. :)Az Mükellef, Az İş, Hakkını alacağımız ücretler ve Mesleki Karizma...


Ortaya Bir şey attın uygulaması imkansız diyecekler olmasın diye de Mali Bakanlığından Mükellef İstatistiklerini ve Türmob’tan Mali Müşavir İstatistiklerini alarak bir çalışma yaptım buna göre;

Ağustos 2016 Döneminde verilen Katma Değer Vergisi Mükellefleri sayısı : 2.482.241 

Ağustos 2016 Döneminde bürosu olan Mali Müşavir Sayısı ise 55.174 

Hepimiz hesap bilen insanlarız bu iki sayıyı birbirine böldüğümüzde, 2.482.241/55.174=45 sayısı her Mali Müşavire düşen Müşteri sayısı olarak karşımıza çıkmaktadır ve bu 45 rakamının içerisinde 760.392 Basit usul 1.817.553 G.M.S.İ. Mükellefi de bulunmamakta.
 
Basit Usulde Mali Müşavir Başına Düşen Sayı : 760.392/55.174 =14

G.M.S.İ. Mükelleflerinden Mali Müşavir Başına Düşen Sayı ise : 1.817.553/55.174=33

Hadi G.M.S.İ. için 1/3 ünün kendi beyannamesini kendinin verdiğini düşünelim yine oradan 20 mükellef gelebilir. Basit Usul için de bu sistem Esnaf ve Sanatkarların Defter Tutmasının da önüne geçmiş olacak ve bugüne kadar gelmeyen Basit Usul Mükellefleri de bizleri bulmak zorunda kalacak.


Peki bu 45 mükelleften (Basit Usul ve G.M.S.İ.Hariç) alacağınız Mali Müşavirlik ücreti şuan aldığınız rakamlarla aynı mı olacak KESİNLİKLE HAYIR. 

Puanınızı Kullanan bir mükellef size hangi konuda baskı yapabilir acaba? Veya Tüm Mali Müşavirler ortama 30-50-60 Defter aralığındayken defterini almakla tehdit edebilir mi? Diyelim ki etti ve defteri aldı diğer Mali Müşavire şuan olduğu gibi rahat gidebilir mi? 

Özetle Dostlar Bu Puan Sistemini Sonuna Kadar Destekliyor ve Mesleğe Ciddi Bir Karizma Katmasının yanı sıra Tahsilat Problemini de çok düşük oranlara getireceğine ve Haksız Rekabeti de ciddi bir oranda düşüreceğini yukarıdaki hesaplama sonucundan da rahatlıkla çıkarabilirsiniz.


Sorularınız ve konu üzerine yorumlarınızı iletmeniz için Mali Adresim : serkantavsann@gmail.com

S.M.Mali Müşavir Serkan TAVŞAN

6 Ekim 2016 Perşembe

Sofrada Ekmek Derdi Varken Öğretmene Zam!


Türkiye, ekonomik anlamda şimdiye kadar geldiği noktaya eğitime öncelik vermek zorunda kalmadan gelebilmiştir. Ancak Türkiye'nin orta gelir tuzağını aşıp yurttaşlarına dünyadaki gelişmiş ekonomilerin sunduğu yaşam standardını sunabilmesi için katma değeri yüksek sektörlerde istihdam yaratacak işgücü yetiştirmekten başka çaresi yoktur.
Dünya çoktan bunun farkında ama biz de uyansak iyi olacak çünkü eğitim demek ekonomi demektir. Tam da bu nedenle asıl sofrada ekmek derdi varken öğretmenlere daha fazla maaş vermek gerekiyor. (Selçuk R. ŞİRİN'in Yol Ayrımındaki Türkiye - Ya Özgürlük Ya Sefalet isimli kitabından alıntılanmıştır.)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...