25 Ocak 2019 Cuma

MESLEKTE #10YearChallenge



Geçtiğimiz hafta Cumartesi günü Ankara SMMM Odasının düzenlemiş olduğu "Dalgalı Piyasalarda Geleceği Öngörme ve Şirket Yönetimi" konulu seminere katıldım. Böyle güzel ve önemli bir konuda üstelik işinde çok iyi bir eğitmen tarafından böyle bir seminer düzenledikleri için başta başkanımız sayın Ali ŞAHİN olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; seminerde bizler ile engin bilgilerini paylaşan Dünya Gazetesi Ekonomi Yazarı Erkin ŞAHİNÖZ'ü tanıdığıma çok memnun oldum. Erkin bey, içinde bulunduğumuz ekonomik durumu ve gelecekte olması muhtemel tehlikeler konusunda bizleri aydınlattı. Kendisinin ekonomi ile ilgili görüşlerini internet üzerinden arattırarak dinleyebilirsiniz. 

Erkin bey özetle; dünya üzerinde yaşanan gelişmelere bakarak önümüzdeki günlerde 1998 ve 2008 yıllarında olduğu gibi çok büyük bir ekonomik krizin bizi beklediğini; 2008 yılında krizin teğet geçtiği ülkemizin reel sektör krizi olarak adlandırdığı bu krizden kurtuluşunun olmadığını ifade ediyor. Türkiye özelinde ise inşaat sektörü üzerinden yapılan büyümenin rakamsal hacmi artırdığını fakat kalkınmaya bir etkisi olmadığını ve şu an iyi ihtimalle 1 milyondan fazla satılmayı bekleyen konutun olduğunu belirtiyor. Bununla birlikte geçtiğimiz yıl ortasında yaşanan döviz kuru artışının firmalarımızı hallaç pamuğu gibi dağıtacağını ve bütün sektörlerin bundan etkileneceğine vurgu yapıyor. 

Reel piyasanın döviz borcu 210 milyar dolar. Şubat 2018'de 3,70'den aldığı dövizin kuru bugün 5,40. Sadece kur farkından oluşan kambiyo zararı 357 milyar TL. Bu rakam İSO 500'ü oluşturan firmaların 2017 yılında yaptığı toplam karın 3,5 katı.


Yani önümüzdeki günlerde bizleri çok büyük işsizlik rakamları, firma kapanışları ve bunlara benzer sıkıntılı ekonomik durumların beklediği kaçınılmaz bir gerçek. Bu durumda bizlerin başta tasarruf ederek bireysel tedbirleri almamız gerektiği de su götürmez başka bir gerçek. Peki güzel kardeşim konuyu buradan mesleğe nasıl bağlayacaksın derseniz az sabredin aşağıda da onu anlatıyor olacağım.

Her seminer öncesinde olduğu gibi bu güzel seminer başlamadan hemen önce de oda başkanımız bir açılış konuşması yaptılar. Açılış konuşmasında haftanın popüler konusu olan 10 yıl önce 10 yıl sonra paylaşımlarına atıfta bulunarak; ülkemizin 10 yıl içinde ekonomik olarak geldiği tabloyu özetlediler. Odaların ülkemizde yaşanan sorunlar ile ilgili görüş beyan etmesini siyasi bir gözlük takılmadan objektif bir şekilde yapıldığı sürece destekliyorum. Çünkü bizler de yaşanan gelişmelerden etkilenen ve işimizin gereği olarak yaşanan sorunlara çözüm üretme potansiyeline sahip bir meslek camiasıyız. Bu sebeple başkanımızın açılış konuşmasında bahsettiği konularla ilgili görüşlerine katılıyorum ve ısrarla tekrar belirtiyorum objektif olarak yapılmak kaydıyla bu değerlendirmelerin daha da çoğalmasını talep ediyorum. Gelelim eleştirdiğim daha doğrusu şu da olsaydı daha iyi olur dediğim konuya.

Başkanımızın bir sivil toplum kuruluşunun başkanı olarak ülke meseleleri ile ilgili yaptığı görüşlere eyvallah ama ben kendisinden bizzat kendisini ilgilendiren mesleğimiz ile ilgili de bir 10 yıl önce 10 yıl sonra paylaşımı yapmasını beklerdim. Zira böyle bir paylaşım geleceği öngörme konulu bir seminerde meslektaşlarımızın durumlarını ve gelecekte kendilerini bekleyen tehlikeleri görmesi içinde gayet yerinde olurdu. Böyle bir paylaşımı madem başkanımız yapmadı o zaman ben yapayım.

Meslek mensuplarının sayısı 1990-1991 döneminde 27.115 iken bu sayı, 2004 yılı temmuz ayı sonu itibariyle 64.153’e, 2009 yılı sonu itibariyle 80.256'ya, 2013 yılı sonu itibariyle 92.418’e ulaşmıştır. 2019 yılı itibariyle Türmob'un internet sitesinden alınan bilgiye göre meslek mensuplarının sayısı 107.320'ye ulaşmıştır. 

Yani özetle son 10 yılda "kısaca" KDV mükellefi olarak adlandıracağım mükellef sayısında % 10 civarında bir artış olmasına rağmen meslek mensubu sayısında 2009 yılına göre son 10 yılda % 33'ten fazla bir artış meydana gelmiş bulunmaktadır. 2019 yılında tüm dünyada beklenen olası küresel kriz ile mükellef sayısında ciddi düşüşler olacağını yada mevcut mükelleflerin meslek mensubuna karşı olan yükümlülüklerini yerine getiremeyecek oluşlarını ve buna rağmen mevcut düzenlemeler ile bu kötü gidişat ortada olsa bile meslek mensubu sayısındaki artışında öncekinin aynı hatta daha hızla artacağını da lütfen aklınızdan çıkarmayın.

Şu anda bile ödeme planlarının sonlarında yer alan muhasebe meslek camiasının dünyada ve ülkemizde yaşanacak yada yaşanması muhtemel bir krizden nasıl etkileneceğinin takdirini siz değerli okuyuculara bırakıyorum. Mevcut durumda bile mükellef sayısına oranla ciddi ve plansız bir meslek mensubu artışı varken kriz zamanlarındaki durumu düşünmek bile istemiyorum.

İşte yaşanması muhtemel böyle bir kriz öncesi sayın başkanımızdan mesleğin bu tarafına yönelik de fikirlerini beyan etmesini ve geleceği öngörerek kurum olarak ortaya bir çalışma koymalarını beklerdim. Mali müşavir olmak isteyen ve bu yazıyı okuyan meslek mensubu adayı arkadaşlarımız mesleğe girişin kısıtlanmasını öneren böyle bir yazı yazdığım için muhtemelen bana kızacaklardır ama eğer bu yönde bir çalışma yapılmaz ise, küresel kriz olmasa bile mesleki bir krizin çıkması kaçınılmazdır.

Yazının sonuna bu konu ile ilgili daha önce yazdığım yazıları da ekliyorum umarım konu ilgilere kadar ulaşır da bizi bekleyen bu ciddi tehlike için bir çalışma yapılmasına vesile olur.

Hasan Volkan ÇEVİK
Mali Müşavir

Mali Müşavirlik Kontenjanları Dondurulacak...!!!




8 Ocak 2019 Salı

Mesleğini Seversen Uzun Yaşarsın...



Alime sormuşlar; dağın başına inzivaya çekilip sadece temel ihtiyaçlarını karşılayıp 24 saat ibadet etmek mi, yoksa dünya işlerini aksatmadan aynı zamanda ibadetini yapmak mı evladır? Dünya işlerini aksatmadan yaptığın ibadet daha iyidir demiş.

Aynı durumu mesleğimize uyarlarsak; 100 müşterim olsun aylık kazancım 50 bin lira olsun diye uğraşıp, olayı sadece ticaretten ibaret görmek mesleğin sorunlarına duyarsız kalmak aman bana ne demek mi evladır? Yoksa günlük işlerini aksatmadan hem kazanç elde edip hem de bu meslek için dertlenmek, sorunların düzelmesi için kafa yormak mı?

Meslektaşlarımız çok önemli bir şeyi gözden kaçırıyorlar. Eğer mesleğimize sahip çıkarsak, seversek, daha iyi bir birey olmak için çalışırsak ve bunu bir amaç haline getirirsek ömrümüzün uzaması ihtimali çok yüksek. 

Atom bombası atılmış olmasına rağmen dünyanın en uzun süreli yaşayan insanları Japonya'nın Nagazaki şehrindedir. Sade ve mütevazi yaşantılarının da etkileri muhakkak vardır ama uzun yaşamalarının aslında temel iki öğesi var. Bunlardan birincisi Japonların hayatları boyunca küçük bahçe işleri ile uğraşıp toprakla bağlarını koparmaması, ikincisi ise asla emekli olmamaları ve belirledikleri bir amaç için hayatlarının sonuna kadar mücadele etmeleri. Yani bir amaca bağlanan, sürekli amacına kafa yoran Japon'lar bu sayede daha da uzun yaşayabiliyorlar. 

İlla mesleki bir amaç seçmeniz gerekmez ama en azından amaçlarınızdan birini mesleğimizin daha iyi yerlere gelmesi olarak belirlerseniz, hem hayatınızı idame ettirebileceğiniz bir kazancınız olur, hem mesleğimiz daha iyi yerlere gelir hem de ömrünüz uzar. 

Eğer biz bu amacı edinmez isek amacı koltuk ve o koltukta daha çok oturmak isteyenler hayatımızdan hiç eksik olmayacaklar. Biz amaçsız ve günlerimizi koşturmaca ile birer birer geçirirken stresten, sıkıntıdan, boşluktan Allah göstermesin genç yaşta yitip gideceğiz. Fakat bizler beğenmesekte hayatlarını bir amaca bağlamış oldukları için o beğenmediklerimiz daha çok yaşayıp hayatımızdan eksik olmayacaklar. Yani gördüğünüz gibi amacın türü de önemli aslında. 

Ne olursa olsun ister uzun ister kısa; dolu dolu, duyarlı ve hep sevdikleriniz ile geçireceğiniz bir hayatınız olsun. Ömrünüze bereket... (08.01.2019 - 04:19)

Hasan Volkan ÇEVİK
Mali Müşavir

2 Ocak 2019 Çarşamba

Odalar ve Türmob Ücret Tarifesindeki Hak Kaybına Göz Mü Yumdu?



Öncelikle hepinizin yeni yılını kutluyorum. Umarım 2019 yılında hedeflediğiniz her şeye ulaşabilirsiniz. Gelelim yazımızın konusuna;

Biliyorsunuz 31.12.2018 tarihli Resmi Gazete'de asgari ücret tarifemiz yayımlandı ve asgari ücrete yaklaşık % 26 oranında zam yapılmışken maalesef bizim ücret tarifemizde zam oranı yaklaşık %15 civarında gerçekleşmiş oldu. % 15 oranında zam yapılması hiç yoktan iyidir diye düşünebiliriz ama tarifeyi incelediğimizde maalesef geçen seneki tarifeye ve bu sene yeni gelen uygulamalara göre meslektaşlarımız bana göre ciddi bir hak kaybı yaşamış gibi görünüyor. Bunu aşağıda detaylı olarak aktaracağım ama gelin önce ücret tarifemiz nasıl yayınlanır kısaca ona bir yer verelim.

3568 sayılı yasamızın 46. maddesine göre her odanın yönetim kurulu, bir tarife hazırlayarak birliğe gönderir. Birlik yönetim kurulu, oda yönetim kurullarının tekliflerini göz önüne alarak uygulanacak tarifeyi hazırlar ve Maliye Bakanlığı'na gönderir. Maliye Bakanlığı'da tarifeyi aynen veya gerekli gördüğü değişiklikler ile tasdik eder ve Resmi Gazete'de yayımlanarak tarifemiz yürürlüğe girer. 

Gördüğünüz gibi oda yönetim kurulları tarifeyi hazırlıyor, birlik yönetim kurulu hepsini derleyip son halini veriyor ve Maliye Bakanlığı'na gönderiyor. Yani tarifenin hazırlanış sürecinde odalarımız ve Türmob bu işin bir fiil içinde yer alıyorlar. 

Tarife önceki yıllara göre bazı yenilikleri de beraberinde getirmiş bulunuyor. Defter beyan sistemi uygulamasına zorunlu olarak dahil olan basit usul kapsamında defter tutan mükelleflerden alınacak ücret, tarifede yerini almış. Bunun yanında "Meslek odası kayıt işlemleri" ile "Sanayi Sicil Cetveli"  hazırlama gibi işlemlerin de tarifede ücretlendirildiğini görüyoruz. Bana göre en önemlisi ve gördükten sonra bu zamana kadar acaba nasıl düşünülemedi dediğim ise; "Müşterinin engelli olması durumunda tarifede yer alan ücretler ilk iki yıl %25 indirimli olarak uygulanır." maddesi.

Tarifede dikkat çeken bir başka konu ise, kuruluş ve değişiklik işlemlerinde SMMM ve YMM'ler için belirlenmiş ücretlerdeki farklılıklar. Tarifeye göre bir anonim şirket kuruluşunda SMMM'nin alacağı ücret 823-TL iken, aynı kuruluş işlemi için YMM'nin alacağı ücret1.243-TL. Yine tarifeye göre birleşme ve bölünme ücreti SMMM için sırasıyla; 1.700-TL ve 2.000-TL olarak belirlenmişken bu ücretler YMM'ler için yine sırasıyla 5.959-TL ve 9.935-TL olarak belirlenmiş durumda. YMM'lerin bu işler için yaptıkları farklı bir şey mi var bilmiyorum ama eğer yok ise ücretlerin arasındaki uçurumu sizlerin takdirine bırakıyorum.

Gelelim tarifenin bizler için en önemli kısmına daha doğrusu bir önceki yıla göre yapılmış en önemli değişikliğine. Biliyorsunuz Maliye Bakanlığı yayınlanan taslaklar ile e-defter kapsamındaki mükelleflerin sayısını artırmayı planlıyor. Bağımsız olarak büro işleten bir mali müşavirin e-defter kapsamındaki mükelleflere vereceği hizmetin zorluğu da ortada. Sanıyorum bugün klasik büro faaliyetini yürüten bir mali müşavir bürolarında öyle çok da fazla e-defter mükellefine hizmet verebilecek durumda değil. Bu hizmeti adamakıllı verebilmesi için sistemini buna göre kurmalı ve buradan hareketle de ücretini buna göre dişe dokunur olacak şekilde istemelidir.

Yine hepinizin bildiği gibi bu sene işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler zorunlu olarak defter beyan sistemine dahil olmuş durumdalar. 2019 yılından itibaren işletme defterlerinin meşakkati önceki yıllara göre biraz daha fazla olacak haliyle ücreti de ona göre güncellenmeli. 

Geçtiğimiz yıl defter beyan sistemine zorunlu olarak geçen Serbest Meslek Erbabı olan mükelleflerin sözleşmelerini E-Birlik sistemine girdiğinizde ücreti; tarifenin notlar bölümünde yer alan "3.9- E-defter tutacak firmalarda tarifede yer alan ücretlere % 50 ilave edilir." maddesinden hareketle tarifede yer alan ücretin %50 artırılmış hali oluyordu. Bu sene yayınlanan asgari ücret tarifesinde ise ne olduysa bilmiyorum bu maddeyi kaldırmışlar. Yani artık E-defter tutacak firmalarda (ki geçen seneki serbest meslek defterleri için yapılan uygulamayı düşündüğümüzde buna bu seneki işletme defterlerini de katabiliriz.) tarifede yer alan ücretin %50 artırılmış hali uygulanamayacak. Haliyle pratikte e-deftere geçen firmalarda ve zorunlu olarak defter beyan sistemine geçmiş olan firmalarda bir ücret artışından söz etmemiz maalesef mümkün görünmüyor.

Peki 3568 sayılı kanunun 46. maddesine göre tarifeyi hazırlamak odaların ve Türmob'un görevi ise neden bu % 50 oranındaki artış maddesi tarifeden çıkarıldı. Yoksa kanundaki yetkisinden hareket ile Maliye Bakanlığı mı yaptı bu değişikliği? Eğer öyle ise bizim yöneticilerimiz neden buna izin verdi?

Şimdi acaba kendilerine sorsak; "Bu zaten asgari tarife siz istediğiniz ücreti alabilirsiniz" mi diyecekler? Yoksa zaten nasılsa asgari ücret tarifesine uyan yok çok da dikkat çekmez mi diyecekler? Asgari ücret tarifesine uyan yoksa bu konuda da odalar ve Türmob'un disiplin mekanizmalarını işletmeleri ve muhasebe ücretlerini disiplin altına almak için çalışmalar yapması gerekmez mi? Yoksa odalar ve Türmob zaten ekonomik olarak sıkıntılıyız bir de esnafın üzerine muhasebe ücretlerini fazla olarak bindirmeyelim, bizim meslektaşlar üzerine yüklenen angaryalara alışkındır seslerini çıkarmazlar mı dediler?

Ne dediler ne yaptılar bilmiyoruz ortada da bir bilgilendirme maalesef yok, maalesef meslektaşlarımızın bu yaşanan haksızlığa ses çıkardığı da yok. Düşünün ki meslektaşlarımız direk ceplerini, kendi geleceklerini ilgilendiren bir konuya kafa yormaları gerekirken; poşetlerden alınan ücretleri ve bunun nasıl beyan edileceğini düşünür haldeler.

Değerli meslektaşlarım bizim mesleğimize ve ona bağlı ücret tarifesine sahip çıkmaktan başka çaremiz yok. Bizler tarifemize sahip çıkar yaşadığımız bu hak kaybı konusunda gündem oluşturmayı başarabilirsek bizi yönetenler de yaptıkları hatayı fark edeceklerdir. Bu sene inisiyatif alıp tarifede olmamasına rağmen geçen senelerde olduğu gibi e-defter ve defter beyan kapsamındaki müşterilerimize gerekli artışları yapmalı ve mümkünse hemen yoksa bir sonraki sene bu yanlışlığın giderilmesi için yöneticilerimiz üzerinde baskı oluşturmalıyız.

Emeklerinizin karşılığını alabildiğiniz, sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir yıl dilerim.

Hasan Volkan ÇEVİK
Mali Müşavir
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...