15 Temmuz 2025 Salı

GÖRÜNMEZ GEMİLER


14.07.2025 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7553 sayılı "Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile, 22.05.2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu'nda önemli bir değişiklik hayata geçirilmiştir.

MADDE 9- 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 46 ncı maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümleler eklenmiştir.

“Ancak Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından turizm işletmesi belgesi verilen konaklama tesislerinde çalışan işçilerin bu fıkra kapsamında hak kazandığı hafta tatili, işçinin yazılı talebi veya onayı ile hak kazandığı günü takip eden dört gün içinde kullandırılabilir. Bu halde işçinin hak kazandığı hafta tatilinde yaptığı çalışmaların günlük normal çalışma süresi kadarlık kısmı fazla çalışmanın hesabında dikkate alınmaz. İşçi verdiği onayı otuz gün önceden işverene yazılı olarak bildirimde bulunmak kaydıyla geri alabilir.”

İş Kanunu’na göre işçiler 6 gün çalıştıktan sonra 7. gün hafta tatili yapabiliyor. Ancak TBMM'de kabul edilen ve Resmi Gazete'de yayımlanan kanunla, turizm belgeli otellerde çalışanlar 10 güne kadar çalıştırılabilecek; hafta tatilini 11. gün kullanabilecek.

Bir tarafta söz konusu düzenlemenin Anayasa’nın ilgili hükümlerine aykırı olduğu ileri sürülerek dava açılması gerektiği düşünülürken, diğer tarafta başta inşaat ve tekstil gibi sektörler olmak üzere diğer sektörler temsilcileri bu uygulamanın kendi sektörlerinde de uygulanması yönünde taleplerini iletiyorlar. Eee tabi sermaye sömürmeyi sever...

Emekçiler her zamankinden daha fazla tehdit altındalar. Bir tarafta işleri robotlar tarafından elinden alınan emekçiler, diğer tarafta işi elinden gitmesin diye her türlü sömürüye katlanan emekçiler. Sonuçta olan hep emekçilere oluyor. 

Bizler de emek yoğun çalışan kişileriz ve aynı tehdit bizim için de geçerli aslında. Günlük sorunları dert ederken gelecekte bizi bekleyen tehlikelere karşı da kafa yormalı, tedbirler almalıyız. Peki biz bunun için bir şey yapıyor muyuz? 

İşte bu noktada görünmez gemilerden bahsetmek istedim sizlere...

Kaşifler 15. yüzyılda yerlilerin adasına gemilerle yaklaştığında neredeyse hiç biri gemilerin geldiğini görmediler. Çünkü neden denize baksınlardı ki ve sonra işleri o kadar çoktu ki, başlarını kaldırıp da yaklaşan şeyi göremediler bile.

Ilık bir suyun içindeyiz yavaş yavaş suyu ısıtıyorlar. Durumu anlamaya çalışsanız iyi olur ve işiniz başınızdan aşkın ama gerçekten kafanızı kaldırsanız iyi edersiniz.

Bir kurbağayı kaynar su dolusu bir kazanın içine attığımızda neler olur dersiniz?

Tabi ki kurbağa can havliyle kazandan dışarıya sıçrayacaktır. Acı verici bir deneyim ve belki birkaç yanığın ardından, muhtemelen yaşamına kaldığı yerden devam edecektir.

Peki, başka bir kurbağa soğuk veya ılık su dolusu bir kazanın içine atıldığında ve su yavaş yavaş ısıtıldığında neler olur dersiniz?

Bu sefer kurbağa yaklaşan tehlikeden habersiz, kazanın içerisinde kalmaya devam edecektir. Gittikçe artan su sıcaklığı kurbağayı daha da sersemletecektir, taaki yerinden kıpırdayabilecek hali kalmayana dek veee...

Bugün maliye tüm mükellefleri hasılat esaslı sisteme çevirdim, kdv beyannamelerini de sistemden otomatik yapacağım dese klasik yöntemlerle iş yapan bir çok meslektaş problem yaşar. Bugün olmasa bile yaşanan süreç buna doğru gidiyor. Yarın bir gün bu serzenişler başka bir yere evrilecek. Taleplerimizi önünü arkasını iyice düşünerek iletmeli, odalar ve birlik tedbirler alıp üyeleri olan bizleri yönlendirmeli. Bunun için geleceğe dair ciddi bir planlama lazım ama tek hayali sadece kişisel geleceğinin hesabını yapıp tek planı bir dönem daha yerini korumak olan kişilerle bu işler yapılamaz.

Sonuç olarak bugün turizm sektöründeki işçilerin başına gelen benim emek sömürüsü olarak adlandırdığım bu düzenlemenin yarın genişletilerek tüm sektörlerde uygulanır hale gelmesi sanırım çok da sürpriz olmayacaktır. Bu nedenle her şeye rağmen sesimizi çıkarmalı ve yasa dışı ve temel insan haklarını hiçe sayan bu uygulamaları reddederek iptal edilmesini sağlamalıyız. Emeği en çok sömürülen bir meslek örgütü olarak bu konuya özel önem vermeli kendi emeğimizin ve mesleğimizin korunması için de gelecek adına çalışmalar yapmalı, seçtiğimiz kişileri bu anlamda zorlamalıyız. 

14 Temmuz 2025 Pazartesi

TASFİYEYE GİREN ŞİRKETLERDE E-DEFTER GÖNDERİMİ NASIL OLACAK?



Tasfiyeye giren şirketlerde e-defter gönderiminin nasıl yapılacağına dair sorular görüyorum. Bu yazı ile bunu açıklamaya çalıştım.

Ben Mart 2025 döneminde tasfiyeye giren bir firmam ile ilgili şu yolu izlemiştim.

1- Firma zaten Ocak ayından itibaren zorunlu e-defter mükellefiydi. Mali mührü hali hazırda yoktu muvafakat vererek defteri göndermeyi seçtim. Tasfiye öncesi döneme ait e-defterlerini mali mühür olmadan muvafakat ile gönderdim.



2- Tasfiye öncesi döneme ait defterleri gönderdikten sonra ekstra bir e-defter başvurusunda bulunmadım. Bunun yerine defterleri gönderdikten sonra interaktif vergi dairesinden yukarıda görseli olan "e-defter uygulaması kapsamında tasfiye hali dilekçesi" diye bir dilekçe var onu verdim sadece. Sonra bu dilekçenin açıklamalar kısmında yazdığı gibi edefter@gelirler.gov.tr adresine mail atarak yetki tanımlaması yaptırdım. Bu maile istinaden cevap maili geliyor. Cevap mailini de bu maddenin altına ekliyorum.







3- Bu işlemleri yaptıktan sonra tasfiye dönemi için programımda başında tasf. halinde ibaresi ile yeni bir firma oluşturdum. Tasfiye öncesi dönemin kapanış fişini tasfiye döneminin açılış fişi yaparak ve yevmiye numarasını 1 den başlatarak tasfiye dönemi için kayıtlarımı oluşturdum. Daha sonra tasfiye dönemi için yine mali mühür olmadan muvafakatname ile tasfiye öncesi dönemde olduğu gibi e-defterlerimi gönderdim. İlk gönderim esnasında programcıdan da yardım aldım elbette çünkü benim anlamadığım bazı tanımlamalar yaptılar.

4- Yıl sonunda envanter defteri tasdik ettirip ihtiyarilikten yararlanarak tasfiyeye girişte envanter defteri tasdik ettirmediyseniz bu duruma da dikkat etmemiz gerekecek. Sanırım envanter defterlerinin ne şekilde gönderileceği ile ilgili bir bilgilendirme henüz yapılmadı.

5- Son olarak e-defter gönderme ile alakası yok ama e-tebligat ve gerçek faydalanıcı bildirimlerinizi unutmayınız...

1 Temmuz 2025 Salı

RAPOR GİRİŞ EKRANINA NASIL GİRİLECEK


Youtube maalesef videolarımı sanırım e-devlette vb. yerlerde bilgiler görünüyor diye yayından kaldırıyor. Bu nedenle yazılı olarak adımları yazmak istedim.



Yukarıdaki görselde 4. maddedeki hususları görmezden gelerek aşağıdaki adımları izlemeniz durumunda kendisine yetki verilen kişi sisteme girebilecektir.



25 Nisan 2025 Cuma

MUHASEBECİLERİN SAVAŞI


The War of the Worlds (Dünyaların Savaşı) İngiliz bilimkurgu yazarı H. G. Wells‘in 1898 tarihli romanıdır. Marslıların gezegenimizi istila etmelerini konu edinen roman, 1938’de Orson Welles tarafından radyoya uyarlanmış, oyun gerçek sanılınca halk büyük panik yaşamıştır. Roman beyazperdeye ilk kez 1953 yılında yansır. 2005 tarihli ikinci uyarlama ise romanın modern bir versiyonu olarak görülebilir. Bu kez yönetmen koltuğunda uzaylılarla arası iyi olan usta bir isim, Steven Spielberg vardır.

Tom Cruise filmde karşımıza, eşinden ayrı yaşayan iki çocuk babası Ray Ferrier olarak çıkar. Çocuklarını hafta sonunda yanına alan Ray, hayal dahi edemeyeceği bir kabusun ortasında kalır. Dünya, uzaylıların istilası altındadır. Kadın, erkek, yaşlı, genç, çocuk ayrımı gözetmeksizin saldıran üç ayaklı savaş makineleri (tripodlar) insanoğlunun kökünü kazımaya kararlı görünmektedir. Ray bu andan itibaren kendi canından çok, küçük kızı ve kendisine baba bile demeyen oğlunun hayatı için mücadele edecektir. Elbette bu hiç de kolay olmayacaktır.

Bilmem bu filmi izlediniz mi? Nedense şu an camiamızın yaşadığı gerginliği düşününce bu film aklıma geldi. Sanki bizler de adeta Maliye Bakanlığı tarafından istila edilmiş gibi değil miyiz? 

Maliye Bakanlığı'nın sanal savaş makineleri (yapay zeka) kadın, erkek, yaşlı, genç ayrımı gözetmeksizin mali müşavirlerin kökünü kazımaya kararlı görünüyor. Tek derdi adam gibi hizmet vermek olan mali müşavirler bu robotların saldırısından korunmak için ne yapacağını şaşırmış durumdalar.

Filmde aklımdan çıkmayan gerilim dolu bir sahne var şu an yaşadığımızı ona benzetiyorum. Babayla küçük kızı evin mahzenine saklanmış tripodlar yılan gibi uzayarak her yere girip canlıları bulmaya çalışıyorlar. Babayla küçük kızı adeta nefes almadan, korkuyla saklanıyorlar, makineler tam geri giderken ufak bir çıt sesi geliyor ve hızlı bir şekilde geri dönüyor o yılanımsı makine. Korku dolu anlar biraz daha devam ediyor...

40 binden fazla mükellefe gönderilen yazılar, geçmişe dönük yapay zeka taramalarında ortaya çıkması muhtemel hatalar ve 5 yıl boyunca sürecek buna benzer gerilim dolu bekleyişler. Tam işlerini bitirmişken yılanımsı makinenin gönderdiği özel esaslar vb. yazılar. Korku dolu anlar biraz daha devam ediyor. 

Enflasyon düzeltmesini doğru yapmamışsanız başınızda sallanan ceza tehdidi. Bu yılanımsı makine acaba yanlış bir şey yaptıysam bunu da fark eder mi? Filmdeki gibi çıt çıkarmadan sessizce beklersem acaba bizi görmeyebilir mi?

Daha önce maliyenin bu uygulamalarını doğal seçilime benzetmiştim. Doğal seçilime kısaca canlıların kendi becerileriyle hayatta kalması diyebiliriz. Örneğin ağaç yapraklarına daha uzun boyunlu zürafaların ulaşması ve böylece uzun boyunlu zürafaların üreyip genlerini bir sonraki nesle aktarması gibi. İşte Maliye Bakanlığı'da kota uygulaması yerine bu gibi uygulamalarını artırarak doğal seçilim yoluyla aslında örtülü bir kota uygulaması yapmış oluyor. Kısaca, bu uygulamalardan sonra ve bu uygulamalara rağmen savaş makinelerinden kaçmayı başarabilenler yani adeta hayatta kalabilenler bu işi yapmaya devam edecekler.

Bütün bu yaşananlara rağmen hala üç kuruşa iş yapmaya devam eden mazoşistler de engellenmeyi başarılabilirse orta uzun vadede işini düzgün yapmaya çalışan meslektaşlarımız için daha güzel günler görebileceğimizi söyleyebilirim. Yani mesleğimiz sadece Maliye Bakanlığı'nın savaş makineleri tarafından istila edilmiş değil, aynı zamanda içimizdeki mazoşist zombiler tarafından da kuşatılmış durumdayız. Bir tarafta makinelerin korkusundan çıtını bile çıkarmadan saklanırken öbür tarafta zombi saldırıları ile uğraşıyoruz. Eğer çözüm bulunmazsa camianın tamamı zombileşecek.

Filmin sonunda baba ve kızı kurtuluyordu. Acaba bizde kurtulabilecek miyiz? Daha önce defalarca kez çözüme yönelik önerilerimi yazdığım için cevabı sizlere bırakıyorum. 

Şimdi sessizce çıtınızı bile çıkarmadan korkuyla ve kurumlar vergisi süresi acaba uzayacak mı diye merakla bekleyerek çalışmaya devam edin. Belki biri sizi kurtarır...

9 Nisan 2025 Çarşamba

İHRAÇ KAYDIYLA ALINAN ÜRÜN ÜZERİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILARAK FATURA KESİLEBİLİR Mİ?





Soru: Merhabalar, ihraç kaydıyla satın almış olduğumuz ürünleri imalatçı firma parça parça faturalandırmış. Bu ürünler bir araya geldiğinde örneğin mutfak dolabı oluyor. Biz bunu ihracat faturamızda dolap olarak tek kalem şeklinde fatura edebilir miyiz? Yoksa ihraç kayıtlı fatura kesen firma gibi ayrı ayrı mı göstermeliyiz?

İhraç kaydıyla teslimi yapılan malın, ihracat faturası ve gümrük beyannamesinde yer alan malla aynı olması gerekir. Aynı olmasına rağmen fatura ve/veya gümrük beyannamesinde farklı belirtilmesi halinde, ihraç kaydıyla teslim edilen mal ile ihraç edilen malın aynı olduğunun, bu konuya münhasır vergi inceleme raporu veya YMM raporu ile tespiti istenir.

Sonuç olarak kısaca; ihracatçı, ihraç kaydıyla aldığı malı imalatçının teslim ettiği şekilde ihraç etmelidir.

KDV uygulama genel tebliğinin ilgili bölümünü ve devamındaki konuyla ilgili örnekleri aşağıda paylaşıyorum. Umarım yardımcı olacaktır. 

7 Nisan 2025 Pazartesi

E-FATURA MÜKELLEFİNE E-ARŞİV FATURA KESİLMESİ


E-fatura mükelleflerine e-fatura, e-fatura mükellefi olmayanlara ise e-arşiv fatura düzenlenmesi gerekmektedir. E-fatura mükellefi iken; başka bir e-fatura mükellefine yanlışlıkla e-arşiv fatura kesilmesi durumunda yada size e-fatura düzenlenmesi gerekirken yine yanlışlıkla tarafınıza e-arşiv fatura kesilmesi durumunda faturada yazılı tutarın %10'u kadar usulsüzlük cezası kesilecektir ve bu ceza belge başına 14.000-TL'den az olmayacaktır. Örneğin 5 bin liralık bir fatura için tarafınıza hatalı belge türü ile kesilen fatura için hem alıcıya hem satıcıya 14 bin lira ceza uygulanacaktır.

Bu nedenle hem fatura keserken karşı tarafın bilgilerini tam ve eksiksiz almalı hem de size kesilecek faturalar için vergi numaranızı karşı tarafa doğru bir şekilde ulaştırmalısınız. Mümkünse tarafınıza kesilen faturaların kağıt çıktısını da isteyerek faturanın en üstünde "e-fatura" yazıp yazmadığını da teyit ediniz. E-fatura mükellefi olmanıza rağmen tarafınıza kesilen faturanın üstünde "e-arşiv fatura" yazıyorsa fatura hatalı düzenlenmiş demektir.

Hatalı faturaların düzenlenme sebebi çok büyük oranda vergi numaralarının hatalı yazılmasından kaynaklanmakta; bunun yanında bir diğer önemli sebep de şahıs firmalarında TC kimlik numarası kullanılması gerekirken vergi numarası verilmesinden kaynaklanmaktadır. Şahıs olarak gerçek kişi şeklinde faaliyet gösteren kişilerden muhakkak 11 haneli TC kimlik numaralarının verilmesi istenmelidir. "Ama benim ki şahıs şirketi" diyen kişilere kulak asılmamalı eğer gerçek kişi olarak faaliyet gösteriyorsa muhakkak bu kişilerden TC kimlik numaraları alınmalıdır. E-fatura sistemi gerçek kişiler için TC kimlik numarasına göre dizayn edildiğinden gerçek kişiler adına TC kimlik numarası yerine 10 haneli vergi numaralarına kesilen faturaların belge türleri yanlış olacak ve bu kişilere düzenlenen her hatalı belge için 14 bin liralık ceza ile karşı karşıya kalmanıza neden olacaktır.

Bu yazıdan cezaları kabullenin anlamı çıkmasını istemem. Bir tebliğ ile getirilen bu düzenleme ile sadece şekil uygunluğu nedeniyle kesilen bu cezalar için elbette hakkınızı yasal yollardan arayabilirsiniz. Konu ile ilgili mükellef lehine cezaların kaldırılması yönünde verilen mahkeme kararları mevcut. Fakat mahkeme kararları bir içtihat olmadığı sürece karar verilen kişi ve kurumları bağlamaktadır.

Bu bilgilendirme e-fatura mükellefleri için geçerli olup e-fatura mükellefi olmayan mükellefler için şimdilik bir önemi bulunmamaktadır. Böyle basit bir hata nedeniyle herhangi bir ceza ile karşılaşmamanız için gereken özeni göstermenizi önemle hatırlatır işlerinizde kolaylıklar dilerim.

Son olarak aşağıdaki linkten fatura keseceğiniz kişinin e-fatura mükellefi olup olmadığını sorgulayabilirsiniz.

https://ebelge.gib.gov.tr/efaturakayitlikullanicilar.html 

25 Mart 2025 Salı

5 Puanlık Vergi İndiriminde MTV ve Yüksek Öğrenim Kredisi Borçlarının Durumu



Soru: Ticari kazanç yönünden gelir vergisi mükellefiyim. Vergi dairesine borcum yok ama yüksek öğrenim kredisi borcum var. Bu borcum 5 puanlık vergi indiriminden yararlanmama engel olur mu?

Vergi indirimi uygulamasında 1.000.-TL’lik sınırın aşılıp aşılmadığının tespitinde sadece beyanname üzerine tahakkuk eden vergiler dikkate alınmaktadır. Bu nedenle yüksek öğrenim kredisi borcunuzun olması 5 puanlık indirimden yararlanmanıza engel değildir. Bunun yanında MTV gibi beyanname vermeyi gerektirmeyen borçlar da bu indirimden yararlanmaya engel değildir.

Birde son olarak gözden kaçabilecek bir husus daha var. O da gelir vergisi ikinci taksit ödemesinin süresinde yapılması. Gelir vergisinin ikinci taksitini süresinde ödemezseniz vergi indirim tutarı tarafınızdan vergi zıyaı cezası uygulanmaksızın talep edilecektir.

Detaylı bilgi için 301 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği'ne bakabilirsiniz.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...