8 Mart 2017 Çarşamba

ODALARIN VE BİRLİKLERİN DEFTER TUTMASI


Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliği (Sıra No: 1) ekindeki (EK3 ve EK5) işletme hesabı esasına göre vergilendirilen mükellefler için elektronik beyanname aracılık sözleşmesini görenler ile bu tebliğ ile odalar ve birliklere defter tutma yetkisi veriliyor diye bir algıya kapıldılar.

Maalesef son tebliğ sonrası birçok kimsede aynı algıyı oluşturan bir yanlışlığı düzeltmek istiyorum. Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliği (Sıra No: 1) ekindeki; işletme hesabı esasına göre vergilendirilen mükellefler için elektronik beyanname aracılık sözleşmesi (EK3 ve EK5) yeni bir şey değil. 17 Ocak 2008 tarihinde yayınlanan 31 numaralı VUK sirkülerine göre;

"5362 Sayılı Kanuna göre kurulan meslek odalarının ve birliklerinin, işletme hesabı esasına göre defter tutan üyelerine ait beyanname, bildirim ve eklerini elektronik ortamda göndermeleri uygun görülmüştür." denilmektedir.

Yani 2008 yılında ipler bizim elimizden çoktan alınmış zaten. Şimdi yeni tebliğ ile birlikte yapılan şey "kısaca" aracılık sözleşmesindeki eski ifadelerin "muhtasar ve prim hizmet beyannamesi" şeklinde düzeltilmesinden ibaret.

Haliyle tekrar belirtmek gerekirse yeni bir şey yok. İşletme hesabı esasına göre defter tutanların beyannameleri tebliğ ekindeki bu aracılık sözleşmesine istinaden odalar yada birlikleri aracılığı ile gönderilecektir diye düşünmek doğru değil. Bu hak odalar ve birliklere 17.01.2008 tarihinde zaten verilmiş...

Bugün Ziraat Odaları Birliği kendilerine tanınmış olan bu hakkını kullanıyor, yarın bir başka oda bu hakkını kullanacak. Olan da bu düzenlemelerden haberi dahi olmayan yada haberi olsa bile şikayet etmekten ve dert yanmaktan başka bir şey yapmayan meslektaşlarımıza olacak. Bizleri yönetenler de meslektaşlarımızı yönlendirip bu haksız ve asla kabul edilemeyecek uygulamalara son vermek için tabanı harekete geçirmek yerine siyasi söylemlerle başkan yada yönetici olmak için oy devşirmeye devam ettiği sürece; bizler birbirimizi yemeye ve maalesef mesleğimiz irtifa kaybetmeye devam edecek...

Söz konusu 31 nolu VUK sirkülerini ekte paylaşıyorum.

EKİ : http://www.gib.gov.tr/node/86823/pdf


Saygılarımla
Hasan Volkan ÇEVİK
Mali Müşavir

(İlk yayın tarihi: 21.02.2017 Salı)

7 Mart 2017 Salı

YAPILANDIRILAN 2016/1. DÖNEM GEÇİCİ VERGİ (!)


YAPILANDIRILAN 2016/1. DÖNEM GEÇİCİ VERGİNİN GELİR/KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİNDEN MAHSUBU

Bildiğiniz gibi 6736 sayılı kanun ile birlikte 01-03/2016 dönemine ait geçici vergi borçları ayrıca yapılandırıldı ve geçici vergi borcunu yapılandıran mükelleflerin bir çoğu da 30.11.2016 tarihinde ilk taksit ödemelerini gerçekleştirdiler. Gelir vergisi beyannamelerinin verileceği Mart ayına geldiğimizde de yapılandırılan bu geçici vergilerin gelir/kurumlar vergisi beyannamelerinden mahsup edilip edilemeyeceği ile ilgili aşağıdaki sorular aklımıza takıldı.

1-) 6736 sayılı kanun kapsamında 2016/1. Dönem geçici vergi borçlarımızı yapılandırdık ve 18 taksite böldürdük. İlk taksit ödememizi de 30.11.2016 tarihinde gerçekleştirdik. 2016 yılına ait vereceğimiz gelir vergisi beyannamesinde yapılandırdığımız geçici vergi borcumuzun tamamını mahsup edebilir miyiz? Yoksa sadece ödediğimiz ilk taksit tutarı kadarını mı mahsup edebiliriz.

2-) 18 taksitlik ödeme planındaki taksit tutarı anapara + Yİ ÜFE + katsayı tutarından oluşuyor ve bu ödeme planında sadece kat sayı tutarı ayrıştırılabilir durumda. Eğer ilk taksit tutarını mahsup edebileceksek ilk taksite ait anapara tutarını nasıl hesaplayacağız?

3-) 2016/1. Dönem geçici vergi borcumuzu yapılandırmamıza rağmen dönem sonunda zarar edersek yapılandırdığımız bu geçici vergi tutarları için nasıl bir yol izlememiz gerekir?


6736 sayılı kanun ile ilgili yayınlanmış olan 1 seri nolu tebliğin;

"8- 2016 Yılına İlişkin Olarak Tahakkuk Eden Geçici Vergilere İlişkin Gecikme Zammı Alacakları" bölümünde

"Kanunun 2 nci maddesine göre geçici vergilerin yapılandırılmış olması bu vergilerin ödendiği anlamına gelmeyecektir. Bu nedenle, madde kapsamında yapılandırılmış ancak ödenmemiş geçici vergi asıllarının yıllık gelir veya kurumlar vergisine mahsup edilmesi mümkün olmayacaktır." denilmektedir.

Oysa bu durumda yapılandırılan geçici vergilerin gelir vergisinde mahsup edilmemesi durumunda mükellefler hem gelir vergisi ödemek zorunda kalacaklar hem de yapılandırdıkları geçici vergiyi ayrıca taksitler halinde ödemek zorunda kalacaklarından mükerrer ödeme yapmış olacaklardır.

Bu nedenle yapılandırılan geçici vergi tutarının tamamının gelir vergisinden mahsup edilmesini ve yapılandırılmasına rağmen ödenmeyen geçici vergiler için de 28.02.2017 tarihine kadar ödenmeyen geçici vergi olarak değerlendirilip ona göre gecikme zammı hesaplanması, 01.03.2017 tarihi itibariyle de geçici verginin terkin edilerek gelir vergisi olarak gecikme zammı hesaplanması gerektiğini düşünüyorum.

2016 yılı sonunda zarar beyan eden mükelleflerin ise geçici vergi için yaptırdıkları yapılandırmanın ise kendiliğinden iptal edilmesi gerektiğini ve bu durumda olan mükelleflerin yaptıkları fazla ödemelerin mükelleflere iade edilmesi (nakden yada mahsuben) gerekmektedir.

İdarenin görüşüne yönelik ÖRNEK 1 : Mükellef A; 18.000-TL tutarındaki 2016/1. Dönem geçici vergi borcunu 18 taksite böldürerek yapılandırmıştır. Ayrıca mükellef A sırasıyla 2. Dönemde 3.000-TL, 3. Dönemde 4.000-TL. ve 4. Dönemde de 10.000-TL geçici vergi beyan etmiş ve ödemiştir.

6736 Sk. 1 Nolu tebliğe göre mükellef A taksitlendirdiği 18.000-TL tutarındaki geçici vergi borcunu gelir vergisi beyannamesinden mahsup edemeyecek ve bu tutarı iki eşit taksitte ödeyecektir. Bu durumda taksitler halinde ödenecek olan 18.000-TL tutarındaki geçici vergi fazla ödenmiş olacaktır.


Olması gerektiğini düşündüğüm ÖRNEK 2 : Birinci örnekteki mükellef A; yapılandırdığı 18.000-TL dahil olmak üzere hesaplanan (ödenen) geçici vergilerin tamamını gelir vergisinden mahsup etmiş ve adına gelir vergisi tahakkuk etmemiştir.

Mükellef A yapılandırarak 18 taksite böldürdüğü geçici vergi taksitlendirmesi için 30.11.2016 tarihinde ilk taksiti ödemiş ondan sonra da yapılandırma ikinci taksit ödeme süresinin son günü olan 31.05.2017 tarihi geçmesine rağmen herhangi bir ödeme de bulunmamıştır. Bu durumda mükellef A’nın yapılandırması bozulacak ve ödemediği 17.000-TL için;

1 .Dönem geçici verginin son ödeme günü olan 17.05.2016 tarihinden başlayarak 28.02.2017 tarihine kadar ödemediği geçici vergi borcu için gecikme zammı hesaplanacak. Daha sonra 01.03.2017 tarihinden itibaren geçici vergi borcu terkin olup gelir vergisine dönüşeceğinden bu seferde;

17.000-TL’nin yarısı olan 8.500-TL için 31.03.2017 tarihinden itibaren başlamak üzere; kalan 8.500-TL için de 31.07.2017 tarihinden itibaren başlamak üzere gecikme zammı uygulanarak söz konusu mükellef borçlandırılacaktır.

Olması gerektiğini düşündüğüm ÖRNEK 3 : Aynı mükellef A; diğer dönemlerindeki faaliyetlerinden ötürü yıl sonunda zarar beyan etmiştir. Gelir vergisi beyannamesinin verildiği son güne kadar yapılandırdığı ve 18 taksite böldürdüğü geçici vergi borcu için 1.000-TL tutarında ilk taksit tutarını ödeyen Mükellef A’ya ödediği bu tutar nakden yada mahsuben iade edilecektir.

Konu ile ilgili bugün Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan özelge talep edilmiş olup, görüş geldiği anda sizlerle paylaşılacaktır. Bu durum açıklığa kavuşana kadar bu durumda olan müşterilerinizin beyannamelerini bekletmenizi önemle hatırlatıyorum.


Saygılarımla,
Hasan Volkan ÇEVİK
Mali Müşavir
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...