Hangi
Dayın? FarkınDAYIM…!!!
Türmob tarafından Türkiye genelinde başlatılan, meslek
mensuplarının haksız rekabet ve meslek etiği konularında farkındalığının
artırılması ile uygulama birlikteliğinin sağlanmasını amaçlayan “Farkındalık
Eğitimi” geçtiğimiz günlerde Ankara’da da yapıldı.
Toplantıda bürolardaki kalite yönetiminden, haksız
rekabetin önlenmesinden ve mesleki etik eğitimlerinden bahsedildi. Haksız
rekabete neredeyse en büyük sebep olarak mesleğe girişlerin fazlalığı gösterildi.
Mesleğe girişleri engellemek için yapılan uygulamalar (Staja başlama sınavının
zorlaştırılması, staj başlama sınavına İngilizce dersi eklenmesi, yeterlilik
sınavlarına SPK mevzuatı eklenmesi vb.) bizzat Türmob başkanı tarafından dile
getirildi. Bunun yanı sıra haksız rekabeti önleyeceği düşünülen ve Türmob
tarafından geliştirilen program tanıtıldı.
Bütün bu sunumlar ve tanıtımlar yapıldıktan sonra,
sunumun sonuna doğru salonda yaklaşık 10-15 kişi varken (Konuya verilen önemi
siz düşünün) şu soruyu sordum;
Bahsettiğiniz bu uygulamalar şu anda da uygulanması
muhtemel insana dayalı uygulamalar değil mi? Programda girmemizi istediğiniz
verileri, programa girmek yerine odaya şikayet etsek ve disiplin mekanizmaları
doğru işlese bu programa gerek var mı? Birbirimize, mesleğimize ve en önemlisi
kendimize saygımız olsa bu programa gerek var mı?
Hiçbir şey haksız rekabete bahane olamaz ama farklı bürolarda kaçak muhasebeciler tarafından tutulan 600 defter varken (benim bildiğim) ve buna çözüm bulunamazken; benim genç meslektaş arkadaşım 3-5 defterle yaşamını sürdürme gayretinde iken elbette fiyatta kırar, hiç istemesek de meslekle bağdaşmayan işler de yapar.
Siz kaçak muhasebeye ve benzerlerine gerçek anlamda
çözüm bulamayın, siz 15 yıllık kıdemi olmayan genç meslektaşlarımızı sözde var
olan denetim pastasına dahil etmeyin (kısaca defter tutturmayın, denetim
yaptırmayın) ondan sonra da bu programla haksız rekabeti engelleyeceğiz
masallarını anlatın. (Cevap veren oldu elbette ama verilen cevaplar maalesef
tatmin edici değildi)
Bizim dayımız yok…
En büyük haksız rekabet; mesleki ayrışmaya sebep
olacak, gençleri hiçe sayan ve zorlayan uygulamaların ta kendisidir.
Sen tut kaçak muhasebeciler ile ilgili işlem yapma,
şikayetten sonra o kaçak muhasebecinin bir yerlerden bir dayısı çıksın
dosyaları sümen altı ettirsin. (En azından böyle bir algı yaratılmış)
Sen tut 15 yıllık kıdemi olmayanları denetçi olamazsın diyerek ayrıştır, mesleki kıdemi yetmediği için gençler aleyhine haksız rekabet yapılmasına ses çıkarma;
Sen tut mesleğe yeni girecek olanlara (sanki önceki belge alanlar ingiliz soylusuymuş gibi) staja başlama sınavında ingilizce dersini ekleyerek daha başlangıçta gençler adına haksız rekabet yapılmasına önayak ol;
Sen tut KGK bile denetçi olmak için SPK Mevzuatı dersini ihtiyari olarak görüyorken yeterlilik sınavlarına SPK mevzuatı dersini ekleyerek yine gençler adına haksız rekabet yapılmasına önayak ol;
Ondan sonra yaşasın haksız rekabeti önleyecek program!!!...
Evet farkındayım!!! Ama haksız rekabet programının haksız
rekabeti önleyeceğinin değil; gençlere yapılan ayrımcı uygulamaların asıl
haksız rekabeti yarattığının farkındayım…
Haksız rekabeti insanlar, yani bizler bitirebiliriz,
haksız rekabeti ancak mesleğin genelini kapsayan uygulamalar gerçek anlamda
yerine getirebilirse yenebiliriz. Mesleğe yeni girenlerden istediğiniz
kriterlerin yarısını mevcut meslektaşlardan istediğinizde meslek içi kalite
adına belki bir adım atmış olursunuz…
Mali Müşavirler Eğitim ve Dayanışma Platformu Derneği Adına
Hasan Volkan ÇEVİK
Mali Müşavir
Mali Müşavirler Eğitim ve Dayanışma Platformu Derneği Adına
Hasan Volkan ÇEVİK
Mali Müşavir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder