16 Eylül 2015 Çarşamba

Mesleki Gruplar Bir Sorunun Düzelmesi İçin Birleşebilir Mi?



Soru: X mesleki sorunun çözümü için 1.000 Mali müşavir imzası gerekmekte. A mesleki grubu 500 kişi, B mesleki grubu 400 kişi ve herhangi bir mesleki gruba üye olmayan 100 müşavir bulunmaktadır. Bu soruyu okuyan oda/turmob başkanı bu sorunun çözümü için 1.000 imzayı nasıl toplar..?
 (Cem ÖKSÜZ) 

Söylemek istediğin grupların bir sorun karşısında birleşebilmesi ise normalde Oda yada Türmob başkanının bunun için ekstra bir çaba sarf etmesine gerek yok. Türmob yada oda başkanı var olan bir sorunun çözümü için bir adım attığında grup ayrımı olmadan bütün meslektaşların sorunun çözümü için çaba göstermesi ve o dediğin imzayı hiçbir davet beklemeden koşa koşa gelip kendiliğinden atması gerekmektedir. Tabi ki çözüm için atılacak adımların tamamen meslek odaklı ve yasal zemine dayanması şartı ile.

Fakat maalesef gerçek hayatta işler olması gerektiği gibi olmaz. Çünkü mesleki bileşenler sanıldığından daha fazla ayrıştırılmıştır. Bizim mesleğimizde (aslında tüm Türkiye'de) yönetime talip olanların seçilme kriterleri, meslek adına yararlı çalışmalar yapacak olmasından çok hangi siyasi görüşü desteklediği şeklindedir. Yönetime talip olanlar seçim çalışmalarında alttan alttan kendilerinin bu özelliklerine vurgu yaparlar, zaten aday oldukları yerlerde bunun bir yansımasıdır; seçenler de yöneticilerinin meslek için çalışacak olmasından çok öncelikle kendi ideolojilerinden olup olmadıkları ile ilgilenirler.

İşte bu yüzden bizim için önemli olan; sorunun çözülmesi değil, o sorunu hangi grubun çözdüğüdür. Eğer sorunun çözümü için bizim grubumuz bir çalışma yapıyorsa hemen onun yanında yer alıp bu çözümün haklılığını anlatmak için elimizden geleni yaparız. Yok ama çözümü üreten diğer gruptan biri ise işte o zaman o üretilen çözümün eksikliklerini göstermek için elimizden geleni yaparız yada en basit haliyle sırf bizim grup bu çalışmayı yapmadı diye kılımızı bile kıpırdatmayız. Soruna bir çözüm gelecekse bu çözümün sadece bir gruba değil bütün meslek camiası için geleceğini maalesef ki görmeyiz/göremeyiz. İşte tam da bu yüzden http://muhasebeselhavadisler.blogspot.com.tr/2013/11/siyaset-sizin-dusuncelerinize-tecavuz.html bu linkteki yazıyı kaleme almıştım.

Yazının başında da söylediğim gibi sorunların çözümü için birilerinin bizleri illa bir yerlere ısrarla davet etmesi yada yönlendirmesi gerekmiyor. Mesleğini seven, hakkını aramayı bilen bireyler olarak gayet doğal bir şekilde sorunların çözümü için çalışmalar yapmalı yada çalışma yapanlara destek olmalıyız. Buradan hareketle yine daha önce yazdığım küçük bir yazıyı yeri gelmişken paylaşayım istedim;

Bizim, mesleğin sorunlarını düzeltmemize gerek yok. Bizim, kendimizden başlayarak meslektaşlarımızı düzeltmemiz lazım...

Bizlere meslek aşkı enjekte edilmeli yani mesleğimizi sevmemiz sağlanmalı ve hakkını yasal yollardan sonuna kadar arayan bireyler olmamız öğretilmeli. "Ama Ahmet abim şöyle yapmış ama bilmem kim böyle yapmış" diyen bireyler olmaktan sıyrılmalıyız. İşte o zaman bizi kimse kandıramaz, işte o zaman meslektaş mesleğin sorunlarına karşı duyarlı olur.

Meslektaş sorunlara karşı duyarlı olursa, çözümün de bir parçası olmak için çalışacaktır ve mesleği ayrıştıran haksız uygulamaların yapılmasına da göz yummayacaktır. Mesleki sorunların düzelmesi için çalışan kim olursa olsun yanında olacaktır. İnşallah o günleri hep birlikte görebiliriz...

Hasan Volkan ÇEVİK

15 Eylül 2015 Salı

Eksik Gün Bildirim Formunu Vermeyi Unutursam Ne Olur?



Soru: 10 işçiden az çalışanımız var ve devamsızlık nedeniyle ay içindeki gün sayısı 30 günden az bildirilen çalışanımız için sosyal güvenlik kurumuna Eksik Gün Bildirim formu vermeyi unuttuk. Bunun için yapabileceğimiz bir şey var mı? Ceza uygulanır mı?

Öncelikle 10 işçiden fazla işçi çalıştıran işverenlerin eksik gün bildirim formu vermesine gerek yoktur. Sizin çalıştırdığınız işçi sayısı 10 işçiden az olduğu için sebebi ne olursa olsun eksik gün bildirim formu vermeniz gerekiyordu. 
Eksik gün bildiriminde eksik güne sebep olan olay doktor raporu gibi sonradan düzenlenmesi mümkün olmayan bir evraka dayanıyor ise bu evrakı sonradan da verseniz bir sıkıntı olmaz. Fakat bahsettiğiniz gibi eksik günün sebebi devamsızlık ise devamsızlığa konu belge her zaman düzenlenebilir nitelikte bir evrak olduğundan maalesef idari para cezası ile karşılaşacaksınız. SGK eğer siz kendiniz bildirmezseniz durumu tespit ettiğinde o iki aya ait aylık bildirgeleri resen düzenleyecek.
Sigortalıların 30 günden az çalıştığını gösteren bilgi ve belgelerin süresinde verilmemesi, verilen belgelerin kurumca geçerli sayılmaması, ek belgenin kurumca resen düzenlenmesi durumunda; aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla her bir ek belgede kayıtlı sigortalı başına, aylık asgari ücretin yarısı tutarında idari para cezası uygulanır.
Fakat kurumun tespit etmesini beklemeden siz kendiniz düzeltme verirseniz; "belgenin ek olması halinde, aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla her bir ek belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin sekizde biri tutarında idari para cezası uygulanır.
Bu durumda daha az idari para cezası ödemek için ilgili aylar için kuruma elden iptal ve ek bildirge vermeniz menfaatinize olacaktır.
Hasan Volkan ÇEVİK
Mali Müşavir

9 Eylül 2015 Çarşamba

İsteyenin Bir Yüzü Kara Vermeyenin...



Kurumlarla değil meslektaşları ile diyalog kuran yöneticiler istiyoruz. 

Kurumların işlerini kolaylaştıran değil meslektaşlarının işlerini kolaylaştıran yöneticiler istiyoruz. 

Her söyleneni kabul eden değil, meslektaşlarının haklarını yasal yollardan sonuna kadar arayan yöneticiler istiyoruz. 

Eğer şimdi bunların yapıldığı söyleniyorsa, hissetmek istiyoruz...

Menfaat Ne Tatlısın Sen...



Bağımsız denetimde liyakat yerine, sadece 15 yıllık kıdemi yeterli görüp mesleğin genelinin bu hakkı alması için mücadele etmemiş; şimdi de kalkmış birlikte hak aramaktan bahsedenlere gelsin...

Siz yarı yolda bırakılmak nasıl bir duygudur bilir misiniz? 

Siz, sizi yarı yolda bırakanların dayanışma ve birlikte hareket etme çağrılarının ne kadar boş geldiğinin farkında mısınız? 

Siz, 1989'dan 2008'e. 2008'den 2012'ye yapılan bütün uygulamaların mesleği ayrıştırdığının, güçlüleri kolladığının ve ayrıştırıcı uygulamaların o çok ümit beslediğiniz denetim pastasını da berbat edeceğinin farkında mısınız?

Siz, yarın bir gün bağımsız denetim ile ilgili bir düzenleme çıksın diye mücadele ederken o yarı yolda bıraktığınız on binlerce genç meslektaşın da desteğini almak zorunda olduğunuzun farkında mısınız?

Siz, o gün geldiğinde yarı yolda bırakılmak neymiş anlayacaksınız...

7 Eylül 2015 Pazartesi

İş Kazasını Bildirmediğinize Pişman Olmayın...



Her işverenin işyerinde iş kazası olmaması için gerekli iş güvenliği önlemlerini alması ve bu iş kazalarını süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumu'na bildirmesi gerekmektedir. İşverenlerin iş kazasını nereye ve nasıl bildirileceğini daha önce (http://muhasebeselhavadisler.blogspot.com.tr/2013/01/is-kazas-bildirimleri-nereye-ve-nasl.html) bu linkte açıklamış ve bu bildirimlerin zamanında yapılmaması durumunda uygulanacak idari para cezasına da yer vermiştim.

İş kazası ve meslek hastalıklarının işverenlerce zamanında bildirilmemesi durumunda 2015 yılı için 2.466-TL tutarında idari para cezası uygulanıyordu. İşverene, iş kazasını engelleyici tedbirleri almadığı için kesilen cezalar neyse ama sadece bildirimin zamanında yapılmadığı için uygulanan bu yüksek cezalara bir anlam veremiyorken Sosyal Güvenlik Kurumu bu defa durumu daha da ileri götürerek 01.09.2015 tarihinde yayınlanmış olan 2015/22 sayılı Genelge ile işverenin çalıştırdığı işçi sayısı ve işyerinin tehlike derecesine göre uyguladığı bu idari para cezalarını artırmış bulunmaktadır.

İşverenlerin iş kazalarını önleyici güvenlik tedbirlerine daha fazla dikkat ederek işyerlerinde iş kazalarını minumuma indirmeleri gerekmektedir. Eğer işyerinde bir iş kazası olmuş ise cezalar bu kadar artmışken iş kazasına ait bildirimleri de süresinde yapmaya dikkat etmeleri gerekmektedir. Aşağıda uygulanacak ağırlaştırılmış ceza tutarlarına yer verilmiştir.

Hasan Volkan ÇEVİK
S.M. Mali Müşavir

4 Eylül 2015 Cuma

Ben sizin fotoğrafta görünme telaşınızı yerim... :)



Ben sizin fotoğrafta görünme telaşınızı yerim... :))
Bazıları için sadece fotoğraf çektirmek, X başkanı, Y başkanı ile tokalaşmak, o başkanın kendisine ismiyle hitap etmesi, isminin bir kaç yerde geçmesi bile mutluluk verici olabilir. Dünyaları o kadar küçüktür ki menfaatlerini bile fındık kabuğunu doldurmayacak kadar küçültmüşlerdir.
Hafif bir el şıklatmasıyla koşa koşa belge almaya gidenler, birilerinin söylediğini sorgulamadan yapanlar; sanki vizyonları çok genişmiş gibi fındık kabuğunu doldurmayacak boyuttaki bakış açısına sahip olmalarına rağmen ilginç bir şekilde bağımsız bir şekilde denetim yapmaktan hatta dünyanın denetimine talip olmaktan bahsederler. Duruş lazım duruş...

İşveren İş Kazası Raporunu Bildirmezse...

Rapor girişi yaparken resimdeki bölüme dikkat edin, işyerinde size bildirilmemiş bir iş kazası olmuş olabilir...
Bir işveren iş yerinde iş kazası olup olmadığını bilir, iş kazası olmuşsa onun bildirim süresi olduğunu da bilmelidir. İş kazasını zamanında size bildirmeyen işveren bunun yaptırımlarına katlanmak zorundadır.
Rapor girişini yaparken "VAKA" bölümünde hastalık, yada iş kazası mı olduğu yazar. Onaylarken bu detaya dikkat etmeye çalışın. Raporu onaylarken gördüğünüzde iş kazası bildirim süresini muhtemelen kaçırmış olacaksınız ama bu sayede işveren yiyeceği cezayı daha çabuk öğrenmiş olacaktır... :))
İş kazasını zamanında bildirmemenin cezası 2015 yılı için; 2.466,00-TL.'dir.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...