Tarım Bakanlığı'nın nasıl ithalat bakanlığına dönüştürüldüğünü, tohumlarımızın nasıl yok edildiğini, nasıl dışa bağımlı hale getirildiğimizi ve bunu hangi hainlerin yaptığını anlamanız için okumanız gereken bir kitap.
Benim gibi peynir seven biriyseniz yediğinizin aslında peynir değil margarin olabileceğini anladığınızda üzüleceksiniz. Öyle bir şey ki pahalıysa iyidir diye aldığınız peynir de sahte peynir üreten firmanın bir pazarlama hilesi olabilir. Galiba en güzeli kendi peynirinizi üretmek ama üretmekten bu kadar koparılmış bir toplum bunu nasıl başaracak. Ahlaksızlık öyle bir boyuta ulaşmış ki insanlar para için her şeyi yapar hale gelmişler.
Peki ya et. Samanı bile ithal eder hale gelmiş olan bir ülke de et ithal edilmezse olur mu hiç. Acaba nasıl etler tüketiyoruz. Yurt dışından ne idüğü belli olmayan sağlıklı ve güvenilirliği tartışmaları etleri ithal edip 3 market zinciri aracılığı ile sözde ucuz diye halka yediriyorlar. Sonuçta halk sağlığı tehdit altında olduğu için zararda, et ve süt kurumu 2018 yılında 491 milyon lira zarar zararda, yerli üretici hayvanını satamadığı için zararda. Peki karda olan kim? Kim olacak etlerin ihraç edildiği ülkenin çiftçisi, market zincirleri (özellikle üçü) ve bu işlere aracılık edenler artık kimlerse...
Her yanından bereket fışkıran cennet vatanımızda bizi dışa bağımlı hale getiren hainler yüzünden maalesef kendi topraklarımızı yeterince işleyemiyoruz. Gerçekleri ve her yerden bir maraz çıkan ülkemizde tarımdaki hastalıklı yapıyı anlayabilmek için herkesin bu kitabı okumasını tavsiye ediyorum. Kitabın yazarı Ali Ekber YILDIRIM'a böyle bir kitabı kaleme aldığı için teşekkür ederim.
7252 sayılı kanun ile düzgün mükellef bir kez daha cezalandırıldı.
Mayıs yada Haziran ayında normalleşmeye dönem işyerlerinin işverenleri yasa ile kendilerine 3 ay süreyle destekten yararlanma hakkı verilmesine rağmen 7252 sayılı yasa 01.08.2020 tarihinde yürürlüğe girdiği için ancak 1 yada 2 ay süreyle bu desteklerden yararlanabilecek.
Diğer taraftan faaliyette olmasına rağmen işçilerini kısa çalışmada yada ücretsiz izinde gösteren kötü niyetli işverenler ise haksız yere bu desteklerden yararlandığı yetmiyormuş gibi bir de normalleşmeye döndüğünde üstüne bir de 3 ay süreyle desteklerden yararlanacak.
Olması gerekeni yaptığı için yararlanması gereken teşviklerden işin üç kağıdına kaçan işverenlerden daha az yararlanan işverenler maalesef bir sonraki uygulamada o beğenmediğimiz kötü niyetli işverenler gibi davranmak isteyecek. Çünkü düzgün oldukları için her zaman olduğu gibi cezalandırıldılar.
Bu mükellefleri mağdur etmemek ve onların kötü niyetli insanların safına geçmesini engelleyecek olan yine yöneticilerimiz olacak. Lütfen gelin normalleşmeye dönen işverenlerin 01.08.2020 tarihinden önceki döneme isabet eden destek tutarlarını kendilerine geri kazandırın. Mayıs ve Haziran ayında normalleşmeye döndüğü için teşviklerden yararlandırmamak yerine; kanunun yayım tarihinden sonraki 3 ayda bu desteklerden yararlanabilir demek sanırım çok zor olmasa gerek.
Zaten çok zor koşullarda çalışan ve bin bir sıkıntı içerisinde olan esnaf için yaptığınız bu düzenleme gerçekten uygulanabilir ve adil olsun, düzgün mükellef cezalandırılmış olmasın.
Hasan Volkan ÇEVİK
Mali Müşavir
Zirve programını kullanıp 7252 Sk. kapsamında MUH-SGK gönderecekler DİKKAT..!!!
Görseldeki bölüme ortalama gün sayısını yazıp bordro hazırla dediğinizde SGK'nın yazılım güncellemesi ile birlikte personelin tek satırda bildirilmesi gerekirken maalesef ortalama gün sayısına göre işçiyi iki satırda yazıyor.
Personelinizin tek satırda görünmesi için sadece kanun türünü 07252 olarak seçmeli ve bu görseldeki kutucuğa hiç bir şey yazmamalısınız. Fakat böyle yapınca da beyannameye kanun türünü 0000 olarak atıyor. Yani iki türlü de programla ilgili bir sorun mevcut.
Ben Zirve henüz bu sorunun çözümü için bir güncelleme yapmadığından kendimce bir çözüm ürettim. Siz de beyanname vermeye az bir zaman kala özellikle çok personeli olan firmalarınız için bu yöntemi deneyebilirsiniz.
Öncelikle 07252 kanun türünü seçin, sonrasında bu görseldeki kutucuğa ortalama gün sayısını değil, 30 gün yazın ve bordro hazırlayın. Bu şekilde yaptığınızda personeliniz 07252 kanun türünden belge ile tek satırda bildirilmiş olacaktır.
Zirve programının kurumsal twitter hesabına bu konuyu 15.09.2020 tarihinde iletmeme rağmen maalesef konunun çözümüne yönelik bir gelişme olmadığı için beyanname gönderiminin son günlerine yaklaşmışken özellikle çok personeli olan firmalar için bu uyarıyı yapmak istedim. Umarım yakın zamanda güncelleme yaparlar da buna ihtiyacınız kalmaz...
Ayrıca bir ekleme daha ; prim, ikramiye, fazla mesai gibi ek ödemeleriniz var ise bunlar da zirve programında maalesef SGK matrahına eklemiyor. Buna da DİKKAT edin...
Devletimiz corona sürecinde ekonomik tedbirler almaya çalıştı ama bence yeterli olmadığı gibi mükellefleri disipline edebilecek önemli bir fırsatı da kaçırmış oldu. İki örnek vereceğim.
1- Öncelikle krizden doğrudan etkilenenler olmak üzere bütün mükelleflere iş yeri kiralarının yarısı tutarında yardım yapılabilirdi.
2- En son bildirilen vergi matrahının % 20'si (gerekirse bir rakam ile sınırlandırılarak) geri alınmamak üzere destek amacıyla mükelleflere hibe edilebilirdi.
Bu durumda fazla kira stopajı ödememek için kirasını düşük gösteren mükellefler ile yanında çalıştırdığı işçisinden bile az vergi ödemesine rağmen sanki dünyaları ödüyormuş havası estiren mükellefler beyanları gerçeğe uygun olarak yapmanın önemini idrak edip, gelecekte yaşanması muhtemel buna benzer durumları düşünüp beyanlarını gerçeğe uygun yapmaya gayret edebilirlerdi.
İlk bakışta devlet bu maliyeti nasıl karşılayacak diye düşünebilirsiniz ama yaratacağı etki vergi ödemeyi teşvik edip, uzun vadede daha çok vergi geliri toplanmasını sağlayabilirdi.
Sağlık bilim kurulu gibi bir ekonomi bilim kurulu kurulmuş ve içinde mali müşavirlerden oluşan bir heyet olmuş olsaydı bu yada bundan daha etkin uygulamalar görebilirdik diye düşünüyorum...
KÇÖ başvurusu henüz sonuçlanmayan işverenlerin personelleri mutlaka
e-devletten sorgulama yapsınlar. Çünkü işkur; memurlarına yığılmaları
engellemek için ibandır, xml dosyasının doldurulmasıdır beklenmeden başvuruları
sonuçlandırın şeklinde talimat geçmiş. Yani ödemeler şu anda yapılmış bile
olabilir.
Ödemeler ayın 5’inde yapılacak diye söylendi fakat son
tahlilde TC kimlik numaranızın son rakamına göre ödemelerinizi 5-6 ve 7 Mayıs’ta
alacaksınız. 0 ve 2 ile biten 5 Mayıs, 4 ve 6 ile biten 6 Mayıs, 8 ile bitenler
ise 7 Mayıs’ta alacaklar. Bir şey dikkatinizi çekti mi bilmiyorum TC kimlik numaraları
hep çift sayıyla bitiyor. :))
Ödemesini PTT’den alacak olanlar ilk ödemeyi almaya
gittiklerinde posta çeki hesabı açtırırlarsa, sonraki ödemeleri hesaplarına
yattığında PTT’ye gitmeden internet üzerinden yatan paralarını banka
hesaplarına transfer edebilirler.
KÇÖ başvurusu olumsuz sonuçlananlar 31 Mayıs’a kadar
başvurmaları halinde Nisan ayı için ücret izin desteğinden yararlanabilecekler.
Kısa çalışma ödeneği ile aynı anda rapor parası (iş göremezlik
ücreti) alanların, raporlu olduğu günler için ödenen kısa çalışma ödemeleri
işverenden talep edilecek. Bu talebin ne kadar sonra olacağı bilinmediğinden
gecikme faizi ödememek için bu durumda olanların hemen işkur’a raporu da
ekleyerek durumu bildiren bir dilekçe yazmaları gerekmektedir.
Kısa çalışma ödeneği henüz hesabına yatmadan alınmış bir
rapor var ise (Örneğin Mayıs ayı içinde) bu raporun da yine işkur’a
bildirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde işçinin fazla ödeme almasına ve
ödenen fazlalığın işverenden g.faizi ile tahsil edilmesine neden olursunuz.
Kısa çalışma ödeneği için gerekli olan 450 gün şartını birkaç
günle kaçıranlar için kesinlikle ilk başvurudan bağımsız ikinci bir başvuru
yapmayınız. Yaptığınız bu hatalı başvuru yoğunluktan memurun gözünden kaçar da
kabul edilirse ödenen kısa çalışma ödeme ücretleri işverenden g.faizi birlikte
geri alınacaktır.
Meslek odalarının seçim usulleri ile ilgili çalışma yapılıyormuş. Rivayet odur ki; birden fazla oda ve birlik olabilecek, üyeler istediği oda ve birliğe kayıt olabileceği gibi kayıt zorunluluğu da kaldırılacakmış.
30 yıldır yöneticiliği kendisine meslek edinenlerin varlığı nedeni ile buna sevinenler olduğunu görüyorum. Esas problemin bilerek yada bilmeyerek gözden kaçırıldığı ve bu uygulamanın örgütlü mücadeleyi sekteye uğratacağı bir tarafa;
İsterse mesleğimiz ile ilgili 500 tane birlik kurulsun. Meslektaşlarımız mesleğini sevmez, sorunların çözümü için çalışmaz ve mesleğine sahip çıkmaz ise; yönetmeye talip olanlar da şimdiki gibi kendisinin yada mensubu olduğu gruplarının menfaatini, mesleğin ve meslektaşların tamamının menfaatlerinden önde görmeye ve siyaset sahnesinden rol kapmak için çalışmaya devam ettiği müddetçe üzülerek söylüyorum ama maalesef hiç bir halt olmaz. Birileri kendilerine koltuk edinip, cici cici kıyafetleri ile poz verir, toplumda statü sahibi olduğunu düşünüp kendisini tatmin eder hepsi bu. Ee daha ne olacak... 😂😂
Unutmayın; siz, biz birey olarak kendimizi düzeltip, mesleğimizin sorunlarının çözümü için hep birlikte çalışmadıkça, mesleğimizi gerçek manada sevmedikçe hiç bir şey düzelmez.
...Gerçek şu ki Allah, bir toplumun mâruz kaldığı şeyleri, onlar, birey olarak kendilerine ilişkin olanı değiştirmedikçe, değiştirmez. (Rad Suresi 11. Ayet)
Bağkur prim borçlarının işveren prim borçlarında olduğu gibi takip eden ayın sonuna kadar ödenmesi gerekiyor. Fakat ayın 1'i dedimi cari ayın prim borcu da sistemde borç olarak görünüyor.
Biliyorsunuz Mart - Nisan ve Mayıs aylarına ait bağkur prim borçları ertelendi. 30 Nisan 2020 tarihinde ödenmesi gereken Mart 2020 dönemine ait bağkur prim borçları 02.11.2020 tarihine, Nisan 2020 dönemine ait olan 30.11.2020 tarihine ve Mayıs 2020 dönemine ait olan bağkur prim borçları da 31.12.2020 tarihine ertelendi.
02 Kasım 2020 tarihine geldiğimizde Mart ayının primi, Nisan ayının primi, Eylül ayının primi, Ekim ayının primi ve Kasım ayının primi hepsi borç olarak görünecek...
02.11.2020 tarihinde Mart ve Eylül ayı bağkur primleri , 30.11.2020 tarihinde ise Nisan ve Ekim ayı bağkur primleri ödenecek.
Yani dostlar demem o ki; Kasım ayında toplamda 4 aylık prim ödemek zorunda kalacaksınız. Benzer durum 27 Ekim 2020 Tarihine geldiğimizde stopaj ve KDV ödemeleri için de yaşanacak.
Şu anda işler yok zaman kazanalım diye ertelemek hepimizin işine geliyor ama krizin ekonomik etkilerinin EN AZINDAN yıl sonuna kadar devam edeceğini düşündüğümüzde; esnaf örgütlerinin son anı beklemeden şimdiden bu konuda girişimlerde bulunması ve yetkililerin mükellefleri mağdur etmeyecek daha etkili çözüm yolları bulmaları gerekiyor...
ÜCRETSİZ İZNE GÖNDERİLENLERE VE 15.03.2020 TARİHİNDEN SONRA İŞTEN ÇIKARTILANLARA VERİLECEK NAKDİ ÜCRET DESTEĞİ
Kimler Yararlanır?
- 4857 Sk. Geçici 10. Md. Uyarınca ücretsiz izne ayrılan ve KÇÖ’den yararlanamayan işçiler
- 15.03.2020 tarihinden sonra 4447 sk. 51. Md. Kapsamında iş sözleşmesi feshedilen ve işsizlik ödeneğinden yararlanamayan işçiler
Bildirim Nasıl Olacak?
- SGK işveren sistemi üzerinden ücretsiz iznin verildiği ayı takip eden ayın 3’üne kadar yapılır.
- Eksik gün nedeninin 28-Pandemi Ücretsiz İzin olarak seçilmesi gerekir.
- Sigortalıların iban no ve telefon numaralarını bildirim için almanız gerekiyor.
- SGK, işverenlerin yaptığı bilgileri takip eden ayın 5’ine kadar İşkur’a bildirir.
- İşlemler Mali müşavirler, SGK ve İşkur işbirliği ile yürütülecek.
- İşkur, nakdi ücret desteklerini her ayın 8’inde ödemeye başlayacak.
Önemli Durumlar?
- KÇÖ hak kazanamayanlar için hizmet listelerinde bildirilmiş olan 18-Kısa Çalışma ödeneği gerekçesinin ücretsiz iznin uygulandığı ayı takip eden ayın sonuna kadar 28-Pandemi Ücretsiz İzin olarak güncellenmesi gerekir.
- 17.04.2020 tarihinden sonra ücretsiz izne ayrılmasına rağmen, hizmet listelerinde 28-Pandemi Ücretsiz İzin yerine başka bir koddan bildirim yapanların, eksik gün kodunun değiştirilmesi için SGK’na başvurması gerekir.
- 15.03.2020 tarihinden sonra iş sözleşmesi feshedilen ancak işsizlik ödeneği başvurusuna rağmen işsizlik ödeneğine hak kazanamayanların ödemeleri için başvuru şartı olmayacak ve ödemeler İşkur tarafından resen yapılacak.
- 15.03.2020 tarihinden sonra iş sözleşmesi feshedilen ancak işsizlik ödeneği başvurusunda bulunmayan işsizlerin ödemeleri işkur veya e-devlet üzerinden işsizlik ödeneği başvurusunda bulunması şartıyla yine işkur tarafından yapılacak.
Hak Kazanma Şartları?
- 17.04.2020 itibariyle ücretsiz izne ayrılmış olmak,
- Kısa çalışma ödeneğinden yararlanmamak,
- Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan yaşlılık aylığı almamak
- İşverenleri tarafından kısa çalışma başvurusunda bulunulan ve başvurunun kabul edilmesine karşın gerekli prim şartlarını sağlamadığı gerekçesi ile KÇÖ hak kazanamayanlar, eksik gün gerekçelerinin güncellenmesi halinde desteğe hak kazanır.
- İşsizlik ödeneği süresini dolduruncaya kadar işsizlik ödeneği tekrar başlatılanlar, fesih yapılamayacak süreyi geçmemek üzere, ödemenin bittiği tarihten itibaren ücret desteğine hak kazanır.
Ödeme Süresi
- Ücretsiz İzne ayrılanlar için, 17.04.2020 – 17.07.2020 tarihleri arasında ücretsiz izinli olunan süreleri kapsar.
- 15.03.2020 tarihinden sonra iş sözleşmesi feshedilenler için, 17.04.2020 – 17.07.2020 tarihleri arasında işsiz olarak geçen süreleri kapsar.
- Cumhurbaşkanı fesih yapılamayacak süreyi uzatırsa ücret desteğinin süresi de uzayacaktır.
- Alınacak ücret günlük 39,24-TL olacak ve bu ücretten sadece damga vergisi kesilecek.
- Ücret desteği 1 Ay için en çok 30 gün olacak şekilde işçinin kendisine ödenecek.
- Ücret desteğinden yararlananlar GSS’lı sayılır ve GSS primleri işkur tarafından ödenir.
Yaptırımlar ve Hak Düşürücü Sebepler
- İşçi fiilen çalışmasına rağmen ücretsiz izindeymiş gibi gösteren işverene, her işçi ve çalıştırdığı her ay için aylık brüt asgari ücret tutarında İPC uygulanır.
- Ücret desteği alınırken aynı ya da başka bir yerde işe başlanırsa veya yaşlılık aylığı almaya başlanırsa destek kesilir.
- Fazla ve yersiz ödemeye sebep olan işverenlerden, ödenen destek tutarı kanuni faizi ile tahsil edilir.
- Düzeltme ve güncelleme bildirimleri nedeniyle oluşan fazla ve yersiz ödemeler, işçinin takip eden ay için yapılacak nakdi ücret desteğinden mahsup edilir.
Meclise sunulan; Koronavirüs salgınının ekonomik ve sosyal hayata etkilerinin azaltılması hakkında kanun teklifinde aşağıdaki hususlara yer verilmiştir.
1- Hazineye ve belediyelere ait taşınmazlara ait kira, hasılat payı gibi ödenmesi gereken bedeller 3 ay ertelenecektir. (Md.-1)
2- Konutlara, faaliyetleri durdurulan veya faaliyette bulunmayan işyerlerine ilişkin su faturalarının ödenmesi 3 ay ertelenecektir. (Md.-1)
3- Toplu taşıma hizmete veren firmalara 3 ay süreyle gelir desteği ödemesi yapılacaktır. (Md.-1)
4- Derneklere ait beyan ve bildirimler 31.07.2020 tarihine ertelenecektir. (Md.-2)
5- Derneklere ve Kooperatiflere ait genel kurul toplantıları 31.07.2020 tarihine kadar ertelenecektir. Erteleme sonrası derneklerde 30 gün; kooperatiflerde 3 ay içinde genel kurullar yapılacaktır. (Md.-2)
6- Seyahat acentaları birliğine üye seyahat acentalarının 2020 yıllık aidatları alınmayacak ve işletme belgelerinin devredilmesi imkanı getirilecektir. (Md.-3)
7- Sermaye şirketleri 30.09.2020 tarihine kadar 2019 yılı net dönem karının yalnızca %25'ini dağıtabilir. (Md.-11)
8- Ücretsiz izne gönderilen işçilere günlük 39,24-TL nakdi ücret desteği verilecektir. (Md.-6)
9- Kısa çalışma ödeneği başvurularında uygunluk tespitinin tamamlanması beklenmeden işverenlerin beyanları doğrultusunda Kısa Çalışma Ödemeleri gerçekleştirilecektir. (Md.-7)
10- İşverenlerin 3 ay süreyle işçilerini işten çıkarmaları yasaklanacaktır. (Md.-8)
Aşağıda maddelerin detaylarına yer verilmiştir. Lütfen devamı için tıklayınız.
Değerli meslektaşlarım hepimizin yaşadığı ve derinden etkilendigimiz bir dönemden geçiyoruz ve maalesef bu dönemde görünen o ki yetkililer hala konunun önemini tam olarak idrak edebilmiş değil.
Bu sebeple salgının yayılmasına karşı alınabilecek en ufak bir önlem bile çok işe yarayacaktır diye düşünüyorum. Bu nedenle küçük de olsa işe yarayabilecegine inandığım bir durumu sizlere hatırlatmak ve ısrarla müşterilerinize uygulatmanızı önermek istiyorum.
Biliyorsunuz vergi mükelleflerine yapılan 5 bin, vergi mükellefi olmayanlara ise yapılan 30 bin liralık teslimlerin GİB portal üzerinden e-arsiv olarak düzenlenmesi gerekiyor. Rakamlar da bir sınır varmış gibi görünse de GİB portal üzerinden rakam sınırı olmadan bütün faturalar kesilebiliyor. Yani müşteriniz ister 5 bin liralık, ister bin liralık isterse de yüz liralık bütün faturalarını portal üzerinden düzenleyip muhatabına e-posta olarak gönderebilir.
"Adamlar fatura kesmeyi bilmiyor, onunla da biz ugrasiriz, ne işe yarayacak" gibi olumsuz yorumları bu seferlik bir kenara bırakın lütfen. Burada tüm dünyayı etkisi altına almış bir salgından bahsediyoruz, olağanüstü günlerden geçiyoruz ve ufacık bir tedbir bile bir çok fayda sağlayabilir.
Bu uygulamayı yayginlastirabilirsek hem satıcı olan bizim müşterimiz, hem alıcı olan bir başkasının müşterisi hemde iki tarafın mali musaviri olan bizler virüsün etkileşimini bir nebze de olsa azaltmış oluruz. Bunun yanında müşterilerimize bu süreçte ödeme ve tahsilatlari nakit yerine kredi kartı yada banka hesaplarından yapmalarını da önemle tavsiye edebiliriz. Ticaretin durduğu bu günlerde bunu söylediğinizde muhtemelen biraz sinirleneceklerdir ama dediğim gibi tedbir tedbirdir. 😀
Son olarak eğer bu önerim hayata geçerse çok sayın maliye bakanımızın da ifade ettiği üzere zaten öyleyiz ama iyice DİJİTAL olmuş olacağız!!!
Corona virüs nedeni ile ekonomik sıkıntı yaşayan işverenler kısa çalışma ödeneğinden yararlanabilir.
Corona virüs nedeni ile ekonomik sıkıntı yaşayan işverenler kısa çalışma talebini derhal gerekçeleri ile birlikte Türkiye İş kurumuna bir yazı ile bildirir. Talebin uygun bulunması koşulu ile işsizlik maaşı alma şartlarını taşıyan personellerine 3 ayı aşmamak üzere kısa çalışma ödeneği ödenebilir.
İşçilerin kısa çalışma ödeneğinden yararlanabilmesi için işsizlik maaşı bağlanabilmesi için gerekli olan şartları taşıması zorunludur.
Kısa çalışma ödeneğinin miktarı 12 aylık brüt ücretinin %60' kadar olup; bu tutar asgari ücret ile çalışan bir işçi için yaklaşık 1.700-TL civarında olacak ve 3 ay boyunca ödenecektir. Bu süre Cumhurbaşkanı kararı ile 6 aya kadar uzatılabilir.
Kısa çalışma ödeneğinin aylık miktarı aylık asgari ücretin %150' sini (4.381,00-TL) geçemez. Ödemeler işçinin kendisine PTT bank aracılığı ile yapılmaktadır.
18.03.2020 Çarşamba günü ekonomik sıkıntı içerisindeki sektörler ile özellikle kapatma kararı verilen işyeri işverenleri için ilave destek paketleri açıklanacaktır diye düşünüyorum.
Umut, çocukların kuracağı dünyada. Yetişin çocuklar...
Anne baba olun yada olmayın bu kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Çocukların kuracağı dünyanın güzel olabilmesi için bizlerin bugünden sadece kendi çocuğumuza değil BÜTÜN çocuklara iyi bakmamız gerekiyor.
Kıssadan hisse;
Her sene düzenlenen en iyi buğday yarışmasını yine aynı çifti kazanır. Yarışmayı izleyen gazeteciler, çiftçiden bu başarısının sırrını öğrenmek ister. Çiftçi, bu sırrın kendi buğday tohumlarını komşularıyla paylaşmasında yattığını söyler. Gazeteciler çok şaşırır: - “Onlar sizin rakibiniz olarak yarışmaya katılıyorlar. Buna rağmen, ne diye tohumlarınızı onlarla paylaşıyorsunuz?”
Çiftçi cevap verir:
- “Neden olmasın? Bilmiyor musunuz!.. Rüzgar, olgunlaşmakta olan buğdaydan poleni alır ve tarladan tarlaya taşır. Bu bakımdan, komşularımın kötü buğday yetiştirmeleri demek, benim ürünümün de iyi olmaması demektir. En iyi buğdayı yetiştirmek için, komşularımın da iyi buğdaylar yetiştirmesine yardımcı olmam gerekiyor."
Bu küçük hikayeden esinlenerek durumu çocuklarımıza uyarladım. Düşünsenize paranız var her türlü imkanınız var ve çocuğunuzu en iyi şekilde yetiştirdiniz. Bütün bu uğraşlarınıza rağmen eğer çevrenizdeki yada ülkemizdeki çocukların durumu kötüyse onun bireysel başarısı bir işe yaramayacaktır yada ancak belirli bir yere kadar tatmin sağlayacaktır. Hatta belki de çevresindekiler ona zarar verecektir. Çocuklarımızın tamamını kendi çocuğumuz gibi görüp onlara iyi bir gelecek hazırlamazsak maalesef üzerine titrediğimiz çocuğumuz, yoksulluğa terk edilerek büyümüş başka bir ana kuzusu olan kurbanın kurbanı olabilir.
Ben bunu yıllar öncesinde bu hikayeden haberim yokken kendi mesleğimiz içinde söylüyordum. Mesleğimizde ki bir zümrenin başarılı yada çok iyi olması tek başına yeterli olmaz, bütün camianın aynı oranda iyi olması için mücadele etmeliyiz. Toplumsal iyileşmeyi sağlayamaz ve sadece belirli bir kesimin iyi olması ile yetinirsek maalesef durumunu iyileştiremediklerimiz iyi durumda olanlara da zarar vermeye başlayacak. Nitekim veriyor da...
Haliyle kendi çocuğumuzun iyi bir geleceği olmasını ve iyi bir ülkede yaşamasını istiyorsak; bütün çocuklara aynı imkanları sağlayabilmeli ve ülkemizin daha iyi olması için el birliği ile çalışmalıyız.
Aynı şekilde mesleğimizi daha iyi koşullarda yapmak istiyorsak, bütün meslektaşlarımızın koşullarını düzeltmeli belirli bir zümrenin değil bütün camianın şartlarını iyileştirmeli ve mesleğimizin daha iyi olması için el birliği ile çalışmalıyız. Yetişin çocuklar...
Sabah iş yerine gelirken kafanda bir sürü planın vardı. Akşama kadar bir dünya iş yapacaktın. Sonra gelirken bir poğaça aldın, poğaçamı yiyeyim de sonra işlere başlarım dedin. Poğaçandan bir ısırık aldın, kuru kuru gitmez tabi, dumanı tüten sıcacık çayından korkudan dudaklarını büzüştürerek bir yudum aldın. Sonra aklına poğaça yerken ki zamanı "değerlendirmek" maksadı ile maillerine ve facebooka bakmak geldi. Poğaçanın son ısırığı ile çayın son yudumunu ayarladıktan sonra, poğaçanın ağızda kalan o güzel tadı ile bir bardak çay daha içmek istedin. Oturdun çayını yudumlarkan facebookta gezinmeye devam ettin. Sonra telefon çaldı, artık neyse ne. Kapatınca kaldığın yerden devam ettin gezinmeye. Bir de twittera bakayım derken çoktan bir saatin geçtiğini fark ettin. Oturup tam işe başlayacaktın ki mesai arkadaşın bir şey sormaya geldi ardından biraz geyik yaptınız. Sonra işe başlamadan şu facebooka tekrar bakayım dedin. Derken saatin öğlene yaklaştığını fark ettin. Bu seferde öğlen ne yiyeceğim telaşı başladı. Öğlen yemeği, yemek sonrası çay ve yemek masasında konuşulan hayata dair konular derken saat oldu bir buçuk. Biraz çok yemişsin galiba üzerine bir ağırlık çöktü, sodadır, çaydır, telefonlar derken sabah planladığın işlerin bir çoğunu yapamadığını fark ettin ve kendine çok kızdın. Hele bir yarın olsun asla bugün yaptığın gibi yapmayacaktın. Yarın oldu ve dün yaptığının aynısını yaptın ve yine kendine kızdın. Taki yapmak zorunda olduğun işler için zamanın iyice daralana kadar.
Merak ediyorum bu yazdıklarım sizlere de oluyor mu? İşte bunun adı savsaklama hastalığı. Sadece işimizi değil o kadar çok şeyi savsaklıyoruz ki; işimizi, eşimizi, çocuklarımızı, yarınımızı ve hatta öbür dünyamızı bile. Savsaklama hastalığının farkına varmak ve bundan bir nebze de olsa kurtulabilmek için okuyabileceğiniz bir kitap. Ben okudum ve beğendim sizlere de tavsiye ederim...
