Denilen şu; evrenin
başlangıcından 13 milyar yıl sonra insanlığın ilk şafağı söktü. Bilinen de şu;
her şeye rağmen doğanın üzerinde yükseldik. Hep kendi bedenimizin sınırlarını
aşmaya çalıştık. Ateş; karanlığı, soğuğu ve korkuyu yenmemizi sağladı. Tarım
ise, dünyanın bahşettiklerini kaynak
olarak algılamamızı. Biriktirmeye başladık.
Uygarlık iletişim ağlarını,
bilgi paylaşımını ve teknolojiyi getirdi. Beraberinde yoksulluk, suç, savaş ve
yıkım. Medeniyetlerimiz çöktükçe dünyamızı yeniden kurduk. Bazen onu yeniden
keşfedip geliştirdik, yeni ufuklar fethettik. İster adına kader deyin, ister
karma, ister başka bir şey.
Her yeni çağ yeni fikirlerin
peşinde koşan ve seçilmiş olduğu düşünülen öncüler tarafından açıldı. Birçoğu
tıpkı bizim gibi oldukça garip karakterli insanlardı. Hayal kurdukları için,
dünyayı değiştirmeye, en azından kendi dünyalarını değiştirmeye çalıştıkları için
garip gözle bakılan insanlardı. Yılmadılar ve bir çok şeyin öncülüğünü
yaptılar.
Sizler de hayal kurmaktan,
dünyanızı değiştirmeye ve güzelleştirmeye çalışmaktan asla vazgeçmeyin. Size olmaz
diyenlere, garip gözlerle bakanlara inat asla yılmayın.
Ve son olarak; her zaman umut
vardır. Belki sende yok, belki burada yok ama bir yerde birilerinde var. Umudum
kendimde...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder