Emeklilikte yaşa takılanlar ile ilgili "şurada" bir değerlendirmede bulunmuş fakat çözüm önerisini bu yazı ile biraz daha görünür hale getirmek istedim.
Emeklilikte yaşa takılanlar ile ilgili
yapılacak düzenleme ülke ekonomisine ciddi zararlar verecekse; bundan sonra daha
önce yapılan benzer uygulamalara asla yer vermemek kaydı ile düzenleme
yapılmaması makul karşılanabilir. Fakat bu durumda olanlar ile ilgili basit ve
her iki tarafı da memnun edecek bir önerim var.
Birincisi emekli olma şartını sağlamış
ve sadece yaşı bekleyenlerden eğer hiçbir yerde çalışmıyorlar ise GSS primi
alınmasın, çalışan sigortalılardan ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerden %20
oranında alınan katkı payı; emeklilerde ve emeklilerin bakmakla yükümlü
oldukları kişiler için uygulanan % 10 oranında uygulansın. Bu sayede bu
durumdaki vatandaşlarımıza ufakta olsa bir katkı sağlanmış olur.
İkincisi; emekli olma şartını sağlamış
ve sadece yaşı bekliyor olmasına rağmen çalışmak zorunda olanlar ile ilgili
düzenleme. Biliyorsunuz emekli gün sayısını tamamlamasına rağmen hala çalışan
sigortalıların ödedikleri fazla primler (çarpan etkisi) nedeni ile emekli
maaşları düşebiliyor. Bunu da düşünerek emekli olma gün şartını sağlayanlardan
sgk ve vergi kesintileri yapılmasın, sigorta primi olarak sadece işveren
payları ödensin. Bu sayede hem fazla primler nedeniyle emekli maaşı düşmeyecek
hem de söz konusu işçi brüt maaşının tamamını almış olacaktır. Yalnız bu fark
ücretin işveren tarafından değil bizzat devlet tarafından işçinin hesabına
yatırılması sağlansın. Yani işveren bordroyu hazırlarken yine söz konusu
kesintileri yapıp işçiye net asgari ücreti ödesin fakat işçi adına yapılan kesintiler
devlet tarafından işçinin hesabına aktarılsın. Bu öneri AGİ ödemelerinde kötü
niyetli tutum sergileyen işverenlerin durumu gözetilerek ortaya atılmıştır.
Uygulama işverenlere prim ödemelerinde kolaylık sağlayacak şekilde
genişletilebilir. Bu sayede asgari ücretli bir işçinin maaşı 400 liradan fazla
artacak, işverene sağlanan prim indirimi ile üzerindeki yük bir nebze de olsa
azalacak ve en önemlisi devletimiz nezdinde prim ödememek için kayıt dışı
çalışanların sisteme dahil olması sağlanarak kayıt dışılığın önüne geçilmiş
olacak.
Ve üçüncüsü; emekli olma şartını sağlamış
ve sadece yaşı bekliyor olmasına rağmen kendi adına bağımsız olarak bir işyeri
işletmek isteyenler olabilir. Bu durumda olanlar zorunlu 4/b (bağkur)
sigortalısı olmak zorunda. Emeklilik müracaatında son 3,5 yıl en fazla hangi
statüye göre prim ödenirse o şarta göre emekli olma zorunluluğu olduğundan; 4/a
yönünden emeklilik şartlarını sadece yaş yönünden bekleyen bir kişi bağkur
sigortalısı olmamak adına türlü alicengiz oyunları yapıyor. İşyerini açıp
kendini başka bir yerde sigortalı göstermek, işyerini eşinin, babasının ya da
başka bir akrabasının adına açıp gölge işveren olarak faaliyet gösteriyor.
Durum böyle iken emekli olma şartını sağlamış
ve sadece yaşı bekliyor olmasına rağmen kendi adına bağımsız olarak bir işyeri
işletmek isteyenler tıpkı emekli olup da işyeri açanlarda olduğu gibi herhangi
bir prim vs. ödemesin ya da bir üst örnekte olduğu gibi kendilerinden sadece iş
kazası ve meslek hastalığı için %2 oranında prim alınsın. Bu sayede kayıt
dışılığın, sahte sigortalılıkların önüne geçileceği gibi; sigortalı da bağ kur
primi ödemeyecek ve başka bir statüden emekli olmamak için türlü oyunların
içine girmeyecektir.
Bir tablo ile özetlersek;
Emekli Olma Şartını Sağlamış ve Sadece
Yaşı Bekleyen
|
||
Çalışmayacaksa
|
4/a'lı Olarak Çalışacaksa
|
4/b'li (Bağkurlu) Olarak Çalışacaksa
|
GSS
Primi Alınmasın
|
Maaşından
Kesinti Yapılmasın
|
Bağkur
Primi Ödemesin
|
İlaç
vs. Katkı Payı % 10 Olarak Uygulansın
|
Alacağı
Emekli Maaşı Düşmesin
|
Emeklilikte
Statü Farklılığı Olmasın
|
İlaç
vs. Katkı Payı % 10 Olarak Uygulansın
|
İlaç
vs. Katkı Payı % 10 Olarak Uygulansın
|
|
Kayıtdışılık
Önlenecektir
|
Kayıtdışılık
Önlenecektir
|
Sonuç olarak dün de bugün de popülist
politikalar ile günü kurtarmak adına ve ülkenin tamamından ziyade belirli bir
gruba yarar sağlayan uygulamalar ülke ekonomisine zarar vermiştir. Bunun önüne
geçmenin yolu üretim politikalarını benimseyip insanlarımızı üretime, çalışmaya
ve tasarrufa yönlendirmek olmalı ve devlet uygulamaları ile vatandaşlarımız
özendirilmeli ve desteklenmelidir. Bu sayede hem çalışanlarımıza daha
yaşanabilir bir hayat sunabiliriz, hem emeklilikte yaşa takılmak gibi bir
mağduriyetimiz olmaz hem de emeklilerimiz emeklilik günlerinde çok daha insanca
bir yaşam sürebilirler.
Hasan Volkan ÇEVİK
Mali Müşavir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder