Bu
öykü, çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışa koşarak atları terbiye etmeye
çalışan gezgin bir at terbiyecisinin genç oğlunun öyküsüdür.
Orta
ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve yapmak istediği konusunda bir kompozisyon
yazmasını ister hocası. Çocuk, bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine
sahip olmayı hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazar. Hayalini
en ince ayrıntılarıyla anlatır. Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin
krokisini de çizer.
Binaların,
ahırların ve koşu yollarının yerlerini gösterir. Ertesi gün hocasına sunduğu 7
sayfalık ödev, tam kalbinin sesidir. İki gün sonra ödevi geri aldığında, kâğıdın
üzerine kırmızı kalemle yazılmış kocaman bir sıfır ve "Dersten sonra beni
gör" uyarısını görür. "Neden sıfır aldım ?" diye merakla sorar
hocasına. "Bu ödev, senin yaşında bir çocuk için gerçekçi olmayan bir
hayal" der hocası. "Paran yok. Gezgin bir aileden geliyorsun. At
çiftliği kurmak büyük para gerektirir. Önce araziyi satın alman lazım. Damızlık
hayvanlar da almalısın. Bunu başarman imkânsız" der ve ekler : "Eğer
ödevini gerçekçi hedefler belirledikten sonra yeniden yazarsan, o zaman notunu
yeniden gözden geçiririm."
Çocuk
evine döner. Uzun uzun düşünür. Babasına danışır. "Bak oğlum," der
babası, "bu konuda kararını kendin vermelisin. Bu, senin için oldukça
önemli bir seçim." Çocuk bir hafta kadar düşündükten sonra ödevini hiçbir
değişiklik yapmadan geri götürür hocasına. "Siz verdiğiniz notu
değiştirmeyin ..." der, "ben de hayallerimi."
O
orta iki öğrencisi, bugün 200 dönümlük arazi üzerindeki 1000 metrekarelik
evinde oturuyor. Yıllar önce yazdığı ödev ise şöminenin üzerinde asılı…
Kimsenin
hayallerinizi çalmasına, küçümsemesine ya da ertelemesine izin vermeyin. Ne
durumda olursanız olun, KALBİNİZİN SESİNİ DİNLEYİN ve HAYALLERİNİZİN PEŞİNİ ASLA
BIRAKMAYIN…!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder