13 Kasım 2013 Çarşamba

ZORUNLU KENDİNİ YENİLEME -- SÜREKLİ EĞİTİM



Mesleki sorunlarımızın varlığı hepinizin malumu. Bence bu sorunların temeli bireysel olarak yapılan yanlışlarla başlayıp, kurumsal olarak doğru hareket edilememesinden kaynaklanmakta. Birey olarak sorunların düzelmesi için çalışmalarda bulunmayıp, düzeltme yapmasını istediğimiz kurumlara var olan sorunları ısrarlı bir şekilde iletmedikçe sorunların düzeleceğini de sanmıyorum.


Mesleğe giriş aşamasında kendi kaderine bırakılarak ezbere dayalı bir eğitimin parçası haline getirilen meslek mensupları, ruhsatlarını aldıktan sonra da maalesef yine kendi kaderlerine bırakılmakta ve mesleki gelişmeleri kendi çabaları ile takip etmektedirler. Peki bunun ne kötülüğü olur ki diyebilirsiniz. Hatta bazılarına göre bunun kendi gelişimine önem veren birisine olumlu etkileri de olacaktır. Fakat bu olumlu etki yalnızca bir kişiyi değiştiren bir etki olacaktır. Burada benim bahsedeceğim ve asıl olmasını istediğim şey bütün meslek camiasında aynı etkiyi bırakmaya yönelik bir çalışma yapılmasıdır.

Önerim şu; her meslek mensubunun tamamlamaları gereken bir kredi sistemi getirilsin. Bağlı olduğumuz odamızın düzenlediği her seminer, sempozyum ve panelin belirli bir puanı olsun. Meslek mensupları bu etkinliklere katıldıkça tamamlamaları gereken krediden düşsün. Kredileri tamamlayamayanlar için de kredi tamamlama adı altında bir sınav yapılsın ve kredi tamamlamaları bu şekilde sağlansın. Peki kredisini tamamlayamayanlar ne olacak derseniz; bana göre bunun içinde tıpkı İMF’in ülkemize yaptığı gibi bir puanlama sistemi getirilsin. Örneğin etkinliklere katılıp kredisini tamamlayan bir meslek mensubunun puanı (A+) ise katılmamış ve kredisini tamamlamamış bir meslek mensubunun puanı (B-) olsun. Yani kredisini tamamlamadığı için ruhsatın elinden alınması gibi bir durum olmayacak.

Peki böyle bir uygulama neden yapılsın?

1- Muhasebesel anlamda aynı işlemlere farklı kayıtları önleyebilmek için,
2- Değişen mevzuatı sistemli bir şekilde takip edebilmek için,
3- Tüm meslek camiasına kalite kazandırabilmesi için,
4- Güncel tutulan bilgi ile cezalara karşı önlem amacını taşıdığı için,
5- Mesleki sorunlara duyarsız kalınmaması için, (Sürekli mesleki faaliyetlerin içinde olan birisinin sorunlara da kayıtsız kalmayacağını düşünüyorum)

Peki bu neden zorunlu olsun?

Çünkü maalesef insanlar kendi hallerine bırakılınca belirli bir müddet bir hevesle çalışmalarda bulunabiliyorlar ama özel ve iş hayatındaki yaşadıkları stresli olaylar kişilerin azmini söndürebiliyor. Mesleki olarak bir bütün halinde kaliteyi artırabilmek ve bunu kişilerin kendi iradelerine bırakmamak için zorunlu tutulması gerekmektedir diye düşünüyorum.

Bahsini ettiğim öneri hakkında Sürekli Eğitim adı altında daha önce bir çalışma olduğunu duymuştum. Fakat maalesef herhangi bir gelişme yok gibi görünüyor. Tüm meslek camiası üzerinde olumlu etki yaratacağını düşündüğüm bu çalışma inşallah en kısa sürede uygulanmaya başlanır. İnanıyorum ki böyle bir çalışma ile birlikte, meslektaşların birlikte hareket etme yetenekleri de artacak ve sorunlara sessiz kalmak yerine var olan sorunlara çözüm bulmaya çalışan birer birey olacaklardır.

Hasan Volkan ÇEVİK
Mali Müşavir

Not : Bu yazı 28.01.2010 tarihinde önceki bloğumda yayınlanmıştı. (Merak edenlere orjinal yerinden)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...